Anasayfa / Öğrenci Bilgileri / İstiklal Marşının 3. Kıtasının Açıklaması. İstiklal Marşının 3. Kıtasının Açıklaması. İstiklal marşımızın üçüncü kıtasında şair anlatmak istediklerini şöyle dile getiriyor; Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Hangiçılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Hangiçılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. İstiklal Marşı’nın 3. kıtasının Manası; Şair “ben” diyor.
14 Mar 2021 - 06:00-Gündem Güncelleme: 14 Mar 2021 - 06:03 Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarı,m dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, "Medeniyyet!"
Fast Money. Metin Ucatwitter“Tam uzaya gitmek ile kuru soğan yemek arasında bir yerlere sıkışmışken tam ekonomik sıçrama yaparak yüzde büyüyecekken yerli ve milli yağlarımızı zincirlediler, her şey daha da bulanıklaştı, zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyiniz mi kaldı😂” puhahahhahaha yağa bile zinciri, alarmı malumlar sayesinde gördük Yorumun Devamı puhahahhahaha yağa bile zinciri, alarmı malumlar sayesinde gördük Bazı çılgınlara da bir türlü zincir vurulamıyor. 1litre yağ 40 tl. 40*18720 düz hesap belki 600 2023 de aya sert iniş yapacağuuukhh Yağ hafiflikten uçmasın, kanatlanmasın diye yapmış adamlar, yani varya sizde bir alemsiniz... XD adamlar zinciri yağlamak için köşeye koymuşlar yoksa başka bişey değil Sayfaya Git Sayfa
Necdet ÇELİKHAN Hangi çılgın bana zincir vuracakmış,şaşarım! Hürriyet yazarı senarist ve oyuncu Gülse Birsel’in ; “Eyy kendini Kaybedenler Kulübü’ sanan ülkenin yarısı!”başlıklı yazısını okudum, Bir paragrafında şöyle demiş; “Bu iş vatandaş olarak anayasal hakların neymiş onları okumaktan başlar, aktif olarak siyaset yapmaya kadar gider. Şimdiye kadar hiç ilgin olmadıysa, bir yerden başla. Aç,hiç okumadıysan Anayasa’yı oku mesela. Temel hak ve özgürlüklerin, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı neymiş, din ve vicdan hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma, toplantı hak ve hürriyeti, seçme seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakların neymiş, oku. Bilmeyene öğret. Ne bileyim, bir STK’ya üye ol, yaban gibi durma! Belki senin depresyonunun zirve noktası, aynı zamanda ülkede atıllığın, “bana ne”ciliğin dibe vurduğu noktadır!” “Bu ülke için en büyük tehlike bizzat Başbakan ve yönetimidir. Dolayısıyle yazmanın çizmenin hiç bir anlamı yok.”Demiş. Doğru ama eksik bir tespit bu da bence! Biraz önce ise Gürsel Tekin CNN de,program da, bir soru üzerine;”aslında sistemin yanlışlığından” bahsediyor. Dün bizim Çarşamba kahvaltı toplantısında yine ne zamandır gündeme sokmaya çalıştığım şeyi tekrarladım “Seçilmeye talip olanların seçim bütçelerinin kaynakları ticari şirketler olduğunda,parayı verenin düdüğü çalacağı aşikar ve asıl seçicinin vatandaş olmadığı belli olduğuna göre,mış gibi yaparak bu oyunu devam ettirip kendimizi kandırmaya son vermek ve sistemi toptan yeniden şekillendirme için emek harcamak,asıl doğrusu değil midir?” Herkes dinledi,kimse cevaplamadı ve politika oyununun piyonu olmaya kaldıkları yerden devam ettiler. Doğrusu nazik davrandılar. “Sen manyak mısın lan” diyen de şu kesindi; kimse lafımızı sallamamıştı! Şimdi,toparlarsak; Ben,Gülse Birsel kardeşin, AKP ye oy vermeyenleri motive edici bu yazısına gerçekten büyük saygı duyuyor, ama maalesef asla inandırıcı bulmuyorum,aksine Tuncer gibi düşünenlerdenim uzun süredir. Ne var ki,Tuncer’in de aksine,bizim,bize anlatılmış olan halk olmadığımızın farkındalığında buluyorum artık, sebebi! Bunun içinde beni yönetenleri beni böyle yönetmelerine göz yuman kendim olduğu kanısındayım ve de buna müstahakım diyorum! Örnek mi?; Hatırlayın! “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış,şaşarım!” Denmiş. Biz de bununla yatıp sanmıştık. Sanmışmıyız? Hayır! Zincirin hiçbir halkası bize dur takmamışız! Kesinlikle,dünyanın en özgür milleti,en kısıtlanamaz,yasaklanamaz halkı olduğumuzu biliyoruz artık,bu bir hurafe değil! Nasıl yani mi? Bakın da sizin bahçe kapınızı açıp kimseye danışma ihtiyacı duymadan içeri girmezler mi?Kapı neden vardır ın cevabını bilen var mı ? Tüm kapı önleri,geçiş yolları üzerinde muhabbet eder o yolları tıkama özgürlüğünü kullanmazmıyız? Başı kapalı bacılarınıza bakın. Bir de çöp bidonlarının hiçbir zaman kapanmayanaçık kapaklarını hatırlayın! Özgürce başımızı bağlı tutarken çöplerimizin çöp bidonlarının dışına çıkmasına aldırmama konusunda özgürlüğümüzü kim yadsıyabilir? Sokaklarımızın pisliğine söz söyletmeyiz,evimizin pisliğini dışarı süpürürken! Biz özgürüz. Yerleşim yerimizin görünen bir yerinde tabela vardır”hurdacılar giremez” diye,hurda toplayıcılar kamyonetlerinin üzerinden bağıra çağıra,yanından geçerler,son derece “normal” BB itham edilir ya da sevmediği bir karar ile karşılaşır.”Ben tanımıyorum lan sizin kararlarınızı” der mahkemelere ve, uygulamaz mahkeme kararlarını. “Heyyt ulan! İşte benim BB’m böyle olmalıdır” diye alkış tutarız. Özgürüz vesselam,çoookk, özgür! Yolsuzluk ile itham edilir. Özgürüz ya, “canı sağolsun benim koçumun!” der,sapına kadar özgür düşüncemizi beyan ederiz! Oysa,yeterince özgür olmayan,Müstahak olunmayanlarda işler nasıl yürüyor? Bir bakalım; “Türkiye, demokrasi liginde sınıfta kaldı,Erdoğan’ın, “ileri demokrasiye geçtik” söylemi lafta kaldı. Alman vakfın raporuna göre Türkiye demokraside 41 ülke arasında sonuncu oldu…” MEDYAYI sansürleyen, sosyal medyayı yasaklayan, polis zulmü uygulatan, konuşanın tepesine binen, üstüne üstlük bir de dalga geçer gibi “İleri demokrasi getirdik” diyenleri utandıracak haber. Alman Bertelsman Stiftung Vakfı, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu OECD ve AB üyesi 41 ülkenin son yıllarda uyguladığı ekonomik, sosyal ve çevre politikalarının kalitesini ve sürdürülebilirliğini masaya yatırdı,OECD ve AB üyesi 41 ülkenin demokrasileri tek tek incelendi. Türkiye, demokrasi kalitesi açısından 41 ülke arasında, 41’inci oldu. “Türkiye’de özgürlük ihlalleri var” saptaması yapıldı.” Hasılı Ülkeler ile kıyaslandığında ; Başka ülkelerde yasak lar yasaktır. Bizim ülkede yasaklar serbest! Çoğu kez de özgürlükler yasak! Ve bizim yaşadığım ve benim sesimi çıkartmadığım Ülkemizde bu kadar özgür olmayı seçmiş birisi olarak ne denli gururlanmam gerektiği çok açık değil mi?,özgürce ?
Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Twitter'in yasaklanmasıyla ilgili twitter hesabından İstiklal Marşı'ndan alıntı yaparak ikinci kez mesaj yayınladı. 22 Mart 2014 Cumartesi, 1051 Abone Ol Öz, mesajıyla birlikte bir de fotoğraf paylaştı. Zekeriya Öz mesajında şöyle yazdı "Hangi çılgın Bana zincir vuracakmış Şaşarım"Savcı Zekeriya Öz, dün yasakla ilgili twitter hesabından şu açıklamayı yapmıştı"MODA HABERLERİYeni moda DNS dansı VPN şansı Kazı kazanYa kazanırsınYa da sonu hüsran"İŞTE SAVCI ÖZ'ÜN PAYLAŞTIĞI FOTOĞRAF En Çok Okunan Haberler
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;O benimdir, o benim milletimindir ancak. Mehmet Akif Ersoy, Türk milletine seslenir. Bağımsızlık, vatan tehlikededir ama milletinin moralinin yüksek olması gerekmektedir. Bağımsızlığımızın, vatan bütünlüğümüzün tehlikede olduğu bu dönemde milletçe inancımız tam ve morallerimiz yüksek olmalıdır. Vatan üzerinde en son ocak tütene kadar, yani son fert bile hayatta kaldığı müddetçe Türk milleti bağımsızlık adına mücadele edecektir. Ve bağımsızlığımızın simgesi olan bayrak, Türk milletinin sonsuza kadar üzerinde dalgalanmaya devam edecektir. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl!Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!Şair bu dörtlükte bayrağı kişileştirmektedir. Ona göre bağımsızlığımız kaybedildiğinde bayrak dalgalanamayacağı için Türk milletine karşı kızgın bir çehreye bürünmüştür. Şair ise, Türk milletinin bunu hak etmediğini belirtiyor ; Çünkü Türk milleti bağımsızlık ve onun simgesi bayrak uğrunda çok şehit vermiştir. Egemenliğin, mutlaka Allah’a iman eden, tapan Türk milletinin hakkı olacağını haykırıyor. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, dağları, enginlere sığmam, taşarım. Şair, Türk milletinin vatanına ve bağımsızlığına göz diken tüm düşman güçlerine, emperyalist güçlere karşı seslenmektedir. Türk milletinin tarih boyunca bağımsız olduğunu, kimsenin egemenliği altına girmediğini söylemektedir. Bağımsızlığına göz diken düşman karşısında hiçbir engelin, Türk milletinin durduramayacağını haykırmaktadır. Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar? Şair, bu dörtlükte de Türk milletine moral vermek istemektedir. Bağımsızlığımıza kasteden düşmanlar, çok güçlüdür. Zamanın en modern silahlarıyla üzerimize gelmektedirler. Türk askerinin ise bunların karşısında donanımı, askeri gücü daha zayıftır. Ancak şair, garbın batılı düşman güçlerinin büyük gücüne karşı Türk milletinin buna üstün gelecek bir imana sahip olduğunu belirtmektedir. Batı, şair tarafından tek dişi kalmış, zayıflamış bir canavara benzetilmekte; bunun bir köpek gibi ulumasının korkulacak bir şey olmadığını belirtmektedir. Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, et gövdeni, dursun bu hayâsızca sana va’dettiği günler Hakk’ın…Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Şair, Türk milletine, Türk askerine seslenmektedir. Düşmanın sebepsiz, alçakça saldırılarına karşı yılmadan mücadele etmesini istiyor. Çünkü Allah, Kur’an’da kendisine inanan Müslümanlara yardım etmeyi vadetmiştir. Ve Allah’a iman eden Türk milletine zafer, er geç gelecektir. Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanıDüşün altındaki binlerce kefensiz şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanıVerme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. Şair, bu dörtlükte de milletine seslenmektedir. Üzerinde yaşadığımız bu topraklar, alelade bir toprak parçası değildir. Vatan topraklarının altında sayısız şehit yatmaktadır. Bu toprakların düşmanlar tarafından çiğnenmesi, şehitlerimizin ruhunu incitecektir. Milletimizin bu bilinçle vatana sahip çıkması gereğini Türk milletine bildirmektedir. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!Canı, cânânı, bütün varımı alsın da Hûda,Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Şair bu dörtlükte de milletine seslenmektedir. Vatanın toprağı şehit kanlarıyla doludur. Vatanı anlamlı kılan da budur. Allah, canımı da sevdiğimi de benden alsın ama beni vatanımdan ayrı kılmasın sözleriyle vatan sevgisini dile getirmektedir. Ruhumun senden, ilâhi, şudur ancak emeliDeğmesin mabedimin göğsüne nâmahrem ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-Ebedi yurdumun üstünde benim bu dörtlükte Allah’a yakarmaktadır. Öldüğünde ruhunun Allah’tan isteği, vatanın kutsal mabedlerine yabancıların, düşmanların kirli elleri değmesin. İslam dinine şahitlik eden ezanlar ebediyen yurdumuzda okunsun. O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- cerihamdan, ilâhi, boşanıp kanlı yaşım,Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;O zaman yükselerek arşa değer belki başım. Ruhunun bu dileği yerine geldiğinde, yani vatan bağımsız olduğunda mezarımın başında bir taş varsa bu, sana bin kez şükür secdesi yapacaktır. Ve bir şehit olarak ölmüşsem yaralarımdan sevinçle kanlı yaşlar boşanır. Bu sevinçle, huzurla ruhum yükselir ve göğün en yüksek noktasına cesedim ulaşır. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi sana yok, ırkıma yok izmihlalHakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl! Son kıtada şair Türk bayrağına sesleniyor. Bağımsızlık kazanılmış; vatan, düşman işgâlinden kurtarılmıştır. Bayrak yine eskisi gibi tüm şanıyla dalgalanmaya devam edecektir. Ve bayrağımız uğrunda döktüğümüz kanlar helaldir. Özgürlük, hür yaşamış bayrağımın, Allah’a iman eden Türk milletinin hakkıdır.
SÖZCÜK TÜRLERİ ÇIKMIŞ SORULAR-2 dizelerin lıanglsinde soru anlamı, soru sıfatıyla sağlanmıştır? A Deniz ufkunda bu top sesleri nereden geliyor? B Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! C Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? D His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı? E Nasıl talıammül eder eski, hasta bir tekne? 1994-ÖYS 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişi adılı, nesne görevindedir? A Onu siz de tanırsınız. B Nereye gittiğini size söylemedi mİ? C Benim kalemim burada; sizinki nerede? D Bence bu sorular çok kolay. E Karanmı sana yarın bildiririm. 1994-ÖYS 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır? A Arkadaşın Ankara'ya ne zaman gelmiş? B Bu tabağı buraya kim koymuş olabilir? C Ben de onunla gidebilir miyim? D Kaçıncı katta oturuyorsunuz? E İstanbul'a ilk kez mİ gidiyorsun? 1995-ÖSS 4. "Artık" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad olarak kullaniimıştir? A Yemek hazır, artık sofraya oturabiliriz. B O bardaktaki artık suyu dökebilirsin. C Yemek artıklarını değerlendirmemiz gerekir. D Havalar ısındı, artık kar yağmaz. E Sus artık, biraz da beni dinle. 1995-ÖSS 5. Aşağıdakllerin hangisinde cümlenin anlamını "durum" bakımından tamamlayan bir sözcük vardır? A Anlatılanları sessizce dinliyorduk. B Öğleyin bize geleceğini söylüyor. C Kimlik kartını cüzdanına yerleştirdi. D Bu yıl Ege kıyılarını gezmek istiyoruz. E Aşın sıcaklardan çamların çoğu kurudu, 1995-ÖSS 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ile -le, -ta bağlaç olarak kullanılmıştır? A Kapıyı kendi anahtanmla açtım, B Bursa'ya otobüsle gitmişler. C Konuşmalarıyla herkesi üzdü, D Mektubu bu kalemle yazmasan iyi olur. E Ona gazeteyle dergi götürdüm. 1995-ÖYS 7. Aşağıdaki cümtelerin hangisindeki ikileme, zarf olarak kullanılmıştır? A Onun en çok dikkat çeken yönü bakışları ve özellikle iri iri gözleriydi. B Yanm yamalak İngilizcesiyle düşüncelerini anlatmaya çalıştı. C Rlmdeki korkunç sahneleri soğuk soğuk terler dökerek izledi. D Tatil haberini duyan öğrenciler güle oynaya evlerine gittiler, E Konuşmacıya böyle saçma sapan sorular yöneltmesi herkesi şaşırttı. 1995 -ÖYS 8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır? A içeriye orta yaşlı bir kişi girdi. B İnsana tepeden bakan, itici biriydi. C Gözü eski, cumbalı evleri arıyordu. D O yıllarda çift düğmeli, dar yakalı ceketler modaydı. E Her gün aynı yorgun, asık yüzleri görmekten bıkıp usanmıştı. 1996-ÖSS 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir adlâşmış sıfat vardır? A Otel sahibi bizi güler yüzle karşıladı. B Yürüyüşe çıkan konuklar henüz dönmediler. C} Eski yöneticileri toplantıya çağırmışlar. D Sınıfın çalışkanı, bu sınav sonunda belli olacak. E Kendilerine yöneltilen sorulara cevap vermedi. 1996-ÖYS 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bîr belgisiz zamir nesne görevindedir? A Bazen günlerimi resim yaparak geçiriyorum, B Çoğu zaman onu otobüs durağında görüyorum. C Kimi arkadaşlar çayı sever ama ben kahveyi yeğlerim, D Bana, bir gün uğrasın, diye haber bırakmış. E Bunlann hepsini geçen gün ben aldım. 1997-ÖSS 11. Aşağıdaki cûmlelerin hangisindeki atlı çizili sözcük, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır? A Balıkçılar, saatlerce azgın dalgalarla boğuşmak zorunda kalmışlar. B Barakayı aydınlatan lambanın ölgün ışığı altında okumaya çalışıyordu. C Orası, eskiden bir sürgün yeriymiş. D Esmer ve dolgun yüzüyle annesine çok benziyor. E Büyüdükçe çevresine karşı İlgisiz, suskun bir çocuk olmuş. 1997-ÖYS 12. "ile" sözcüğü aşağıdakllerin hangisinde bağlaç olarak kullanılmamıştır? A Doğduğu kentle yaşadığı kent arasında, yıllarca gidip geldi. B Bir romanıyla bir öyküsü filme alındı. C Elindeki uzun saplı fırçayla tavanı boyadı. D Kitaplarıyla defterlerini aynı çantaya yerleştirdi. E Şapkasıyla kahverengi paltosu uyum içindeydi. 1998- ÖSS 13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "zor" sözcüğü, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır? A Zor işleri hep bana yaptınyorsun, diye yakınıyordu. B istemeden zor bir çalışmanın İçine girmişti. C Terlemiş, çok yorulmuştu, zor yürüyordu. D Öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu anlamıştı. E Zor günler geride kaldı; ratiat edeceğiz artık, diyordu. 2001 - ÖSS Türemiş sıfatlar, adlarla fiillerin kök ya da gövdelerine yapım ekleri getirilerek oluşturulur. 14. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat vardır? A Güneş balçıkla sıvanmaz. B Korkunun ecele faydası yoktur. C Her ağacın meyvesi olmaz. D Mızrak çuvala sığmaz, E İşleyen demir pas tutmaz. 2000 – ÖSS Insanlan eğitmeyi amaçlayan bu yazarın öykü ve romanlar yazarak ulaşmaya çalıştığı nokta, çağdaş uygarlığa uymayan düşünme ve yaşama biçimlerini değiştirmekti. 15. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A Fiilimsiler kullanılmıştır. B Birden çok sıfat tamlaması vardır. C Özne, birden çok sözcükten oluşmuştur. D Bağlaç kullanılmıştır. E İlgeçlere yer verilmiştir. 2002-ÖSS Oyunda, üç arkadaşın 1980’den bugüne kadar gelen birlikteliği, zaman zaman mizahi, zaman zaman da hüzünlü bir dil kullanılarak anlatılıyor. cümleyle İlgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A ilgeç vardır. B Sıfat-fiil vardır. C Yüklem, çatısı bakımından etkendir. D Zarf tümlecinde İkileme yer almıştır. E Belgisiz sıfat kullanılmıştır.
hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım anlamı