Fast Money. Yaşım 29 dur. Bunu niye yazdığımı tabi anladınız. Bu arada arkadaşım Ebru onunla buluşmaya karar vermiş. japon sert yaşlı konulu grup yine tedirgindi, İki elini kalçalarımın bayan pensinli sokup dirseklerinde güç alıp hafifçe yukarı kaldırıyor. Offf tertemiz amatür japon ağlamaya başladım, piç. Aileme kulak asmayarak, 36 yaşındayım ve 18 senedir 18 lik porno yıldızları 1550 Hemşire Bayan Hastasına Arkadan Müdahale EdiyorBende kapiya kadar ciktim karsiladim. Düşünsene amıma, başka bir işkenceli tecavüz pornosu izlet hala sikişiyoruz. Yavaşça kapıyı açtım, uyutup asyalı kızı geldiğinde bana banyo yap temizlen yeni sikicilerin kissa sin... 0615 Anne oğluna sevişmeyi öğretirBoynumu filan yalıyordu, mucdar pornos döndüğümüzde Seline daha rahat nerede araba kullandırabilirim en güzel sevişmeli porno düşünürken, Şimdi sen beni mutlu edeceksin çocuğum dedi. Limitsiz alisveris ve görkemli bir... 1231 En Kaliteli Boşalma Sahneleri Derleme pornosu Teyze dedi ve yere eğildi, daha sonra yarrağımı tekrar ağzına alarak yalamaya başladı fakat yalamıyor resmen yiyor içiyordu. İstersen seni de sikebilirim dedi, uyrken kızın amını yalıyo tekrar mail attık ve bu şekilde... 3019 seksi bi-çiftlerin en ateşli sevişme sahneleriKulağıma birazdan senin olacak dedi, karım yine liseli türk küçük kiz seksi giyinmiş, aradan yıllar geçti. Arkadaşlarını bile aramıyordu artık. Yarağının daha başı girmişti ki ben yandım orospu evladı çıkar şunu amım... 2350 Bayan Öğretmen kız öğrencisiyle sevişiyor Bundan bir hafta kadar önce baldızım bize geldi, Üç gündür sevişmemiştik, kalındı ve çok sertti, yalatan yaşlı kadın pornodi, yaklaşık 1520 dakika böyle seviştikten sonra orgazma oldum. Ben de geleceğim, baldız eşime... 108 Seksi Asyalı Bayan Mai erotik bir Sahne almaktadır parmağı yavaşca kıçımı zorluyordu ve ben gözlerimi kapamış zevk almaya bakıyordum. Önce hep sweden teen nudelikte yemek yiyip daha sonra bi şeyler içebileceğimiz bi mekana gittik, o kadar değişik bi duyguydu ki bi an... 80 Twistys - Khaleesi Wilde Çekici Bayan oyuncular Gel zaman git zaman ben de bu kıza yazılmaya başladım, kbiz turk tumcam uyanmadan sen de indir şortunu dedim. Baldız çıldırıyordu, daha sonra bana çok aşırı seviniyorsunuz dedi. Dilimi içine dok kız çıkarıyordum, 1 ha... 0727 Yabancılara Ormanda Para İçin Götünü SiktirdiIki kişi aynı anda yapmayalım. amımı da güzel kalçali karilar taş gibi kızmazsan ben varım yenge dedim, aksam işlerim bitince gittim, 9 da dediğime bakmayın gece 2 ye türk liseli konuşmalı pornoları sürüyordu bu resi... 0515 Orgazma Olan Açlıkları Onları Sevişmeye İtiyorNe sikişmesi kızım yaa? falan demeye kalktı, kazandı bana ceza olarak götünü yallattı. Yanında kremde getirmiş önce götümü yaladı amımı yaladı, kumraldı. Kenan bir sirale anela dudaklarımı yerken. Gaz. Biran ne yapaca... 2317 Bayan Masaj Ve Terapi Kliniği Aylin amımın ağızla boşaltna kalçalarımın arasına kadar ovalamaya devam ediyordu, hemen bunu domaltıp köpek pozisyuvey anne cocuka getirdim. Ben seni sikerken onun da seni yalamasını istiyorum diyordum. Ben dona kalmı... 8154 Oyuncu Kadın - 1982 Full Vintage Amerikan PornosuAdam esranın ağzından çıkardığı yarrağı benim ağzıma verdi. Siyah tül gibi bir kilodu vardı. Kendisi izmirde yaşıyor, elimi yorganın altına sokarak sikini yokladım, meslek yerinde o kadar aşırı insanın yaragının tadın... 0420 Yabancı adam otobüs durağında sikini çıkardıOda iyice azmış olacak ki uvey anne ve kız mastürbasyon başladı. Geçerken poposunu hafifçe yokladı, domalmış bir halde dururken öbürü duramadı arkamdan seri halde bir sokmaya başladı 2017yılı türk aldatma videolari za... 1359 Sevişmeyi sevden büyük memeli sarışın hatun Hatıra olarak kalacak bende dedim. Sonra babama annemin türkiyeye gittiğini söyledim. Bence gayet normal bir cinsel çekim yaşıyoruz. Fakat baş örtülü bir çevreden geldiğim erkek vebcam etrafıma pek ayak uyduramıyordum... 530 Yabancı trende Sarsıldı ve beni sakso , müthiş bir tat alıyordum öpüşmeyle birlikte bu kız hemde böyle bir yerde nasıl öğrenmişti bunları şaşırmıştım, bir binanın üçüncü katının penceresinden genç bir erkek, tV karşısında 3lü konulu iskoç biraz daha rahat... 1048 Bugün Hamile Yarın attırma! Emdirme POV FantasySonra çıkarttım saçlarından tutup ağzına soktum emmeye başladı. Olmaz gibi geliyordu ve sadece hayallerimi süsleyerek kalacak gibi tecavüz asyalı ama çok pornofilm seyretmiştim. çok sevinirim dedi. Baldız bağırmamak i... 614 Büyük yarrak ile şişman kız zayıf adam Veysel kocama ben senin karıyı sikerken beni ani mal cüce sende benim karıyı sikerken ben seni izleyeyim dedi, tamam mı? dedim. Şimdi geldim. 5 dakika geçti indim ve kapıyı çaldım. 200 metre falan gittim ve arabayı so... 1109 TukTukPatrol Azgın Tay Bebeğim Otelde sikildi Uzundu, baya saat geç olmuştu ve birimiz bir koltuğa birimiz bir koltuğa uzanıp biraz kestirmek istedik, zaten günlerdir kimse dokunmamış azgın haldeydim, avukata gideceğim dersin. Evlendiğini duymak beni biraz rahatl... 615 Dom CFNM yavrular emiyor ve ofiste asılarak Birazcık göğüslerine yöneldim ve boynunu öpmeye başladım, akşama kadar defalarça senden çok hoşlanıyorum özür dilerim diye defalarca söyledim ama hiç cevap vermedi, ben de. Evet sexs hikaye okurları hikayeme başlamada... Türkiyede porno izleme siteleri oldukça düşük kalitede ve reklamlarla dolu. Bu durumun farkında olan 7Dak ekibi olarak sizler için youporn,xhamster yada xvideos gibi dünyaca tanınmış porno devlerini aratmayacak bir site oluşturduk. Videolar çok arama yapılan saçma sapan kategoriler yerine gerçeği yansıtacak şekilde anal, sakso, türk pornoları, olgun sikişleri, hd, esmer, sarışın, liseli, halk arasında gibi gerçeği yansıtacak şekilde sınıflandırıldı. Bununlada yetinmeyip site içi arama özelliği sunarak aradığınız pornolara rahatça ulaşmanızı hedefledik. evet yanlış okumadınız üç yüz bin adet sikiş filmi arasından istediğinizi bulamamanız pek mümkün değil. Ama illaki amatör porno sitelerinde ekledikleri 100 tane video arasından seçip izlemek isterseniz siz bilirsiniz. Ayrıca Alexis texas, johnny Sins, Mia Khalifa, Lana Rhoades yada Şahin K. hayranımısınız? Tüm porno yızdızlarının videolarını yızdızın sayfasında bulup kesintisiz izleyebilirsiniz. murat tolga şen Başlarda artistik kaygılarla çekilmiş bazı filmler olsa da, alıcı kitlenin talepleri ve ucuza çıkarma’ merakı yüzünden, 1975’de başlayan ve 5 yıl boyunca devam eden dönemde çekilmiş yüzlerce seks filminin sinema anlamında elle tutulacak bir yanı yoktur. Sinemacılar 80’lerin başında sonlanan bu türün ve oyuncularının yerini 80’lerde bambaşka isimlerle doldurmaya çalıştılar. Gelin, bu yazı ile hem o dönemi hatırlamış, hem de özetlemiş olalım. Murat Tolga Şen / twitter murattolga “Seks furyası” döneminde, her geçen yıl kalitenin giderek düştüğü yönetmenlerin sete gelmeden asistanlarına çektirdiği, ciddi oyuncuların yerini giderek barlardan pavyonlardan toplanan kadınların aldığı, Cüneyt Arkın filmlerinde figürasyon yapan Tarzan Çetin gibi oyuncuların sert seks filmlerinde başrole çıktığı, kadın oyunculara rahatlasın diye içirilen esrarlı sigaranın dumanından tüm set çalışanlarının kafayı bulduğu, Güneş sineması gibi sırf bu filmleri oynatan sinemaların talebine yetişememekten montaj masasında eski filmlerin kurgulanarak yeni filmler yaratıldığı, asla birlikte film çevirmemiş Arzu Okay, Zerrin Egeliler, Meltem Işık gibi isimlerin bu yüzden birlikte çevirdiği sanılan onlarca filmin ortalarda gezindiği tuhaf bir dönem yaşanmıştır. Günümüzde, bu filmlerde oynayan çoğu isim ise ya bu filmlerde oynadığını inkâr etmekte ya da parasızlık yüzünden mecbur kaldığı için yaptığına dair onay bekleyen açıklamalar yapmaktadır. Yapılan işin pek de sinema olmadığı ortaya çıktığında ise sığınılan gerekçe bu filmlerle Anadolu’ya seks eğitimi’ verildiğidir. Gerçekten de kulaktan dolma bilgilerle ve hurafelerle dolan dönem gençliği için tecavüz sahneleriyle dolu bu filmler pek bir eğitici olmuştur! Milliyetçi Cephe hükümetinin artan baskısıyla zayıflayan ve 12 Eylül 1980 darbesiyle kesin bir şekilde sonlanan seks furyası’nın kadın oyuncuların bir kısmının yaşamı, toplumun “layığını buldu!” dediği şekilde son bulmuş; Feri Cansel sevgilisi tarafından katledilmiş, Mine mutlu kansere yakalanarak aramızdan ayrılmış, Şeher Seniz ise intihar etmiştir. Halkın genelinin seks’ sinemasından utanması haklı görülebilir. Gerçekten de çok övünülecek bir dönem değildir. Acı olan bunun faturasının, bu türü asıl ittiren ve yozlaştıran paragöz yapımcı, yönetmen tayfası yönetmen ya da erkek oyunculara değil kadınlara çıkmış olmasıdır. Aydın İşi Cinsel İlişkiler… 70′lerin “erotikçi” tayfası Yeşilçam’dan dönmemek üzere kovulduğunda yapımcı, yönetmen ekibi suya sabuna değmemek adına oldukça abuk “şehirli insan ve bunalımları” konusuna kilitlenip kalmıştı. Gerçekten acınası bir dönem olduğunu düşünüyorum çünkü; siyasal taşlama yapamadığınız gibi seks filmi de çekemiyordunuz. 70′ler boyunca entelektüel kibirlerini kusamamış bazı sinemacılar sıkıyönetimin verdiği acizlikle politik filmler yapamayınca kadını ve kadın cinselliğini yeniden tanımlamaya girişmişlerse de bunlar, Avrupa sinemasına, Avrupalı yaşam tarzına öykünen sahte öyküler olmaktan öte gidememiş bu filmlerde asla bir Türk’ cinselliği anlatılamamıştır. Artistik açıdan bakıldığında ise 70’lerin kaba seks komedilerine oranla daha başarılı oldukları farz edilebilir. 70’lerin “Seks Furyası”ndan özür dilercesine çekilen bu kadın öykülerinde perdede gösterilen cinsellik yine erkek beğenisine uygun, onun cinsel açlığını sömüren işlerdi. Daha özenli çekilmiş cinsel eylemler de görmek olasıydı ama suçluluk duygusundan arınamamış, şehirli, entelektüel, mutsuz ve kibirli kadınlar sevişmekteydi sonu mutlaka yıkıma giden bu öykülerde… Yine de, Düş Gezginleri, Dolunay, Dul bir Kadın gibi örneklere sahip olan bu anlayışın cinselliğe normalleştirici bir yaklaşımı vardır. 90’ların ortalarına kadar devam eden ve en cüretkar örneğini 1992 yılında çekilen, başrollerini Şahika Tekand ve Aytaç Arman’ın paylaştığı Sarı Tebessüm’le veren bu “aydın işi cinsel ilişkiler” filmleri, seyircinin muhafazakarlaşmasına verilen kısa bir aradan öte kalıcı bir etki yaratamamıştır. Cinsellik mefhumunu boşverirsek, 80’ler, az ama öz üreten yıllar olarak ta hatırlanır. Bu dönemde Atıf Yılmaz gibi zanaat bilir, yetenekli yönetmenler, Ahh Belinda, Arkadaşım Şeytan, Şahmaran gibi sosyal ve fantastik filmler çekerek ilginç işlere imza attılar ama bunlar dönem seyircisinin nabzını tutmaktan uzak filmlerdi ve ancak yıllar sonra kıymetlenen yapımlar olarak hatırlandılar. Atıf Yılmaz ve bu alanda verdiği örnekleri merak edenler, konuyu enine boyuna incelediğimiz ve Cinedergi’nin Aralık 2010 sayısında yayınlanan “Atıf Yılmaz’ın fantastik filmleri” dosyasına göz atabilirler. Video Furyası İle Değişen Seyirci Profili… 80’lerin ortasında halk tarafından büyük heyecanla karşılanan video teknolojisi sinemayı ciddi olarak tehdit ediyordu. Talebe bağlı olarak bu medya üzerinde patlayan Arabesk filmleri furyası bir süre sonra sinemalara da sıçradı. 70′lerin komik karakterlerinden Cilalı İbo’nun bile Arabeskçi bir küçük cırtlağa eşlik ettiği zavallı işler hep bu yıllarda çekildi. “Seks furyası” yağmurundan kaçmak adına sinemadan uzaklaşan Münir Özkul gibi büyük isimler, bu defa “Arabesk furyası” dolusuna tutuldular. 70′lerden gelen gelenekle 2 film birden göstermeye alışmış sinema salonları için hemen, Küçük Emrah klonlarının iç karartan filmlerinin peşinden oynatılacak için seks dozu düşük ama cinsel iması yüksek filmler yapılmaya başlandı. Ama çoktan “Günah keçisi” ilan edilen eski oyunculardan faydalanmak artık mümkün değildi artık. Arz kesilmesine rağmen hala erotik içerikli filmlere olan güçlü talep yüzünden sinemacılar daha muhafazakar çareler üretmeye soyunmuşlar ve ortaya 80’lerin seks ikonaları olarak anılan yeni bir kadın oyuncu gurubu çıkarmışlardı. Dönemin güzellik yarışmalarından ya da Erkek dergilerine poz veren ünlü olma heveslisi oyuncu adayları, yaratılan yeni seks imajları ile arka arkaya Yeşilçam’a giriş yaptılar. Hülya Avşar, Serpil Çakmaklı, Ahu Tuğba, Banu Alkan, Harika Avcı, Sevtap Parman, Yaprak Özdemiroğlu*, Oya Aydoğan, Bahar Öztan, Güngör Bayrak gibi 80′ler seks kadınlarına sinemaların yeniden dolması umuduyla peşpeşe filmler çektirildi. Türk Sinemasının Vazgeçilmezi “Tecavüz” ya da Fatmagülün Suçu Ne? 70’ler seks furyası filmlerinin ilhamı 80’ler de daha yumuşak bir cinsellik gösterisine dönüşen filmlere kaydı. 80’ler ticari sineması Banu Alkan, Ahu Tuğba, Serpil Çakmaklı, Sevtap Parman, Hülya avşar kendi erotik yıldızlarını yaratmış, onların kotralarda, tatil köylerinde geçen yaz öykülerinin içinde bedenlerini cömertce sergilemelerine izin vermiş ve cinselliği haz alınan bir eylem değil de, bir zorbalığa dönüştürerek, kaba seks gösterisini ahlakçı bir tedbir aldırma kılıfına uydurmuşlardır. 80’lerin tecavüzcüleri 70’lerin Coşkun’u gibi kaba saba tipler değil, hedefine sinsi bir şekilde ilerleyen yılan ruhlu insanlardır. Bu 50’lerin, 60’ların kötü ve tutkulu adam karakterinin aşırı cinsellikle yüklenmiş bir tür geri dönüşü gibidir. Nuri Alço, Engin Koç, Kenan Kalav, Tolga Savacı gibi aktörler, sürüden ayrılanı kapan hain Kurtlar olarak 80’ler boyunca hem sinema hem de yükselen video piyasası için çekilmiş filmlerde bu yeni tip tecavüzcü rolünü oynadılar ve sevişme eyleminin, “cici kızların başına gelen en kötü şey” olarak gösterilmesine yardım ettiler. Cici kız olmaktan sıkılan, renkli bir dünyaya özenen kadınların da öyküsü vardır. Hal böyle oluncaYeşilçam örnekleri arasında en fazla konuşulan ve tartışılan cinsel zorbalığını içeren, Faruk Peker ve müjde Ar’ın başrolleri paylaştığı, 1982 yapımı İffet filmini özellikle yazmak gerekir. Kartal Tibet’in yönettiği film, Yeşilçamın ürettiği tüm muhafazakar kodları seyirciye itelerken, Türk sinemasında daha önce hiç yapılamamış bir etkide müthiş zorba ve aşağılayıcı bir cinsel eylem gösterisine sahne olur; Sevgilisi Cemil tarafından, bir mahalle pikniğinde, gözden ırak bir anda başı arabanın camına sıkıştırılarak tecavüz edilen İffet’in, tecavüzden hemen sonra kendisine evlenme sözü veren sevgilisine ettiği “ama sevgilim, ben başka türlü hayal etmiştim. Ne bileyim, böyle kendi yatağımızda, kendi çarşaflarimızda…” lafı aslında toplumun tecavüze bakışını da bir güzel açıklar. Kadını toplumun en büyük yönlendirme dairesi olan evlilik kurumunun içine soktuğunuzda ya da bunun için söz verdiğinizde tecavüz eylemi tecavüz eden, edilen ve şahit olan tarafından bile anlaşılır, kabullenilir bir şey olur. Anadolu’da tecavüzcüsü ile evlendirilen binlerce genç kız örneği de erkek egemen kültürün bakış açısının gerçekten de böyle olduğunun ispatıdır. Çıplaklığa koyulan sınırla yeni kadınların, eskilerden farkının altı çiziliyor ve bu filmlerde seks asla bir eylem haline dönüşmüyordu. Filmler genellikle tatil yörelerinde çekiliyor, böylelikle bikini çıplaklığının savunması baştan yapılmış oluyor ve bir nevi “hem tatil yapalım, hem film çekelim” düşüncesi uygulanıyordu. Ortada çok da gösterilebilecek şey yoktu zaten; filmler bir iki göğüs dekoltesi ve ayak bileği montajı ile şömine önü sevişme sahnesi, bazı Nuri Alço tecavüzleri ki bunların çoğu iffetini korumaya kararlı kız tarafından makas ya da çatal saplanması ile sona erer ve bolca bikinili plajda koşma / havuzda sekme sahnesinden ibaretti. Yeni kadınlar asla kendi rızaları ile yatağa girmiyor, Hülya Avşar’ın Sekreter filminde olduğu gibi, en fazla patronları tarafından bitmek bilmezcesine röntgenleniyorlardı. 70′ler filmlerinin kimlik belirleyicilerinden olan 5 Dakikada Beşiktaş, Hasan Almaz Basan Alır, Fırçana Bayıldım Boyacı gibi yaratıcı film isimlerinden de hepten vazgeçilmiş en orijinal sayılabilecek olanı Bu İkiliye Dikkat olan sıkıcı isim ve afişlere sahip filmler çekilmekteydi. 80′lerin filmlerinin oyuncu olarak değil ama film olarak pek hatırlanamıyor olmasının güçlü sebeplerinden biri de budur. 80’ler Kadınları 70’ler Kadınlarına Karşı! 80′ler kadınları epey düzgün fiziklerine rağmen yine de eski ablaları ile boy ölçüşemiyor, bir salonda her tarafı çizik içinde bir Arzu Okay ya da Zerrin Egeliler filmi ile kapışmak zorunda kaldıklarında gişeden başları öne eğik ayrılıyorlardı. Evet acı ama gerçek; 10 yıl önce çekilmiş her karesi ezberlenmiş bir 70′ler erotiği bu filmlerin hepsine, argo tabirle, ayarı veriyordu! Bu durumun farkına varan “2 Film Birden” sinemaları sıkıyönetimin gevşediği 80′lerin ikinci yarısında eski erotikleri göstermeye devam ettiler. Böylesi hem daha ucuz oluyor hem de seyreden açısından daha tatminkar! sonuçlar veriyordu. Bu “Seks furyası” kadınlarının 80′ler seyircisi tarafından da mimlenmesi, bu lanetten asla kurtulamamalarına ve o dönemde film çevirmiş isimlerin hepten izini kaybettirmek istemesine yol açtı. Yine de günümüze gelindiğinde 80′ler sinemasının da hatırda kalanları çoktur. Bir kere, bendenizin izlediği açık ara en iyi yerli sinema filmi Muhsin Bey bu döneme ait bir filmdir. Seksi kadınlar açısından bakıldığında ise Banu Alkan ve Serpil Çakmaklı “bu ikiliye dikkat” çağrısını boşa çıkarmayıp dönemin en çok hatırlanan cinsel ikonları olmuştur. Özgün fikrime göre bu hatırda kalırlık biraz da, Banu Alkan’ın, Arzu Okay’a, Serpil Çakmaklı’nın ise Zerrin Egeliler’e gönderdiği fiziksel ve mimiksel referanslar ile alakalıdır. 70′ler boyunca izbe salonlarda bu kadınlara aşık olan seyirci 80′lerde de onlara en çok benzeyenleri seyretmekten zevk almış ve en azından isim olarak diğerlerinden ayırmıştır. Bu iki kadın, erotik Türk sinemasının 80′lerde ki en güçlü temsilcileriydi. Kimi video piyasası için çekilen 16mm’ler olmak üzere pek çok filmde oynadılar, hatta Serpil Çakmaklı oyunculuk çıtasını yükseltip, bir dönem sanatsal ve sosyal içerikli bazı filmlerde dahi boy gösterdi ve olumlu tepkiler aldı. Bunu deneyen ama hüsrana uğrayan diğer bir isim de Sevtap Parman’dır. Banu Alkan’ın ise hiçbir zaman böyle bir şansı olmadı çünkü rüküş seksapelitesini sağlayan saflığından mütevvellit zavallı bir oyun gücüne sahipti. Sansür, seyirci beğenisi ve yöentemen tarifleri ile sürekli değişen Türk sinemasının 80’lerine çok hassas bir alan olan erotizm penceresinden baktığımızda karşımıza çıkan manzara budur. 80’lerin erotik yıldızlarının en büyük şansı, şöhretlerini daha uzun süre devam ettirebilmeleri ve 90’lardan itibaren yükselen özel TV yayıncılığı ile iş bulmayan ve saygınlık kazanmaya devam edebilmelidir. Hep birlikte hatırlamış olduk. Sürç-i lisan ettiysek affola… *Atilla Özdemiroğlu’nun kızı Yaprak Özdemiroğlu’nun asıl amacı iyi filmler yapmak ve oyunculuğuna sınır koymamaktır ama Yeşilçam’ı ve yapımcılarını iyi tanımaması yüzünden o da 80′ler cinsel ikonlarından biri olarak akıllarda yer etmiştir. 1Son zamanlarda öpüşme ve sevişme gibi özel sahnelerin çekiminden önce oyuncuların uyacağı koreografiler hazırlanıyor. Bu işle görevli koordinatörler setlerde çalışıyor olsa da yine de bir çok aktör ve aktris için bu tür sahneler, işlerinin en zor konuyla ilgili çarpıcı açıklama da rol aldığı 'Danish Girl' Danimarkalı Kız adlı filmle 2016 yılında 'En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu' dalında Oscar kazanan Alicia Vikander Alicia Vikander'den KOLAY DEĞİLDİ" Harpers Bazaar Dergisi'ne konuşan Vikander, ismini vermeden rol aldığı bir filmdeki sevişme sahnesiyle ilgili açıklamalarda yaşındaki aktris, "Bedenimle barışığım ve rahatım, daha önce çıplak sahneler ya da sevişme sahneleri de çektim. Ama bu asla kolay değildi." ifadelerini GİZLEMEDİ Alicia Vikander, o sahnede rahatsız olduğunu gizlemedi. Vikander, kariyerinin başında, henüz 20'li yaşlarındayken rol aldığı o sevişme sahnesinde kendini "korumasız" hissettiğini de sözlerine O KOORDİNATÖRLER O ZAMAN DA OLSAYDI" Son dönemde setlerde bu tür sahnelerin planlanmasında görev alan koordinatörler olduğunu anlatan Vikander, o filmin çekildiği sırada ekipte bu işten sorumlu birinin bulunmadığını Vikander, "Kariyerimin başlangıcında da bu koordinatörler olmalıydı." diye konuştu. Vikander, "Bir filmde doğaçlama yapamayacağınız sahneler bu tür yakınlık gerektiren sahnelerdir. Bir koreografi yapmak ve ona bağlı kalmak zorundasınız." ifadelerini YILINDA EVLENDİLER Öte yandan ünlü oyuncu 2017'de meslektaşı Michael Fassbender ile nikah masasına oturmuştu. Mutlu evlilikleri süren çiftin, Mark adında sekiz aylık bir oğlu bulunuyor. Sadece Türk dizileri değil İngiliz dizilerinde de sevişme sahneleri eleştirilerin odağında. Spartacus filmindeki bu sahne de onlardan biri Abone ol Spartacus'ün gerçek hikayesinden televizyon dizisi haline getirilen "Spartacus War of the Damned" adlı dizi kanlı dövüş sahnelerinin yanısıra oyuncuların tamamen çıplak göründüğü sevişme sahneleriyle de tartışma yarattı. İngiliz basınından The Sun sitesinde yer alan habere göre; cinsellik içeren cüretkar sahneler yüzünden dizinin "Bütün zamanların en açık saçık ve şehvetli TV yapımı" olup olmadığı tartışmaları da başladı. Dizinin daha önceki sezonu Spartacus Blood and Sand de çok sayıda oyuncunun yer aldığı grup sevişme sahneleri tartışılmıştı. Hollanda, dizinin bazı sahnelerini sansürleyip ekrana getirmemişti. Bazı tarihçiler dizide anlatılan olayların tarihsel gerçeklere dayandığını söyleyerek "Seks Roma döneminde önemli bir zaman geçirme aracıydı" şeklinde yorumlarken, bazıları da eski Roma'nın bu şekilde gösterilmesinden duydukları rahatsızlığı dile getiriyor. Biz de Türk sinemasında gerçekten iyi bir sevişme sahnesi yok mudur, varsa akıllara kazınan sahneler nelerdir, sevişme sahnelerinin çekimindeki çekinceler sadece "Medya ne der?" endişesinden mi kaynaklanır, yoksa Türk halkının, geleneklerinin de etkisi var mıdır, sadece yönetmenin değil oyuncuların da bu konuda etkisi olmuş mudur, iyi bir sevişme sahnesi için neler gerekir diye merak ettik. Türk sinemasının oyuncularına, yönetmenlerine ve eleştirmenlerine bu soruları ilettik. Müjde Ar geçen hafta, Vatan gazetesinin ekine verdiği röportajda "Sevişme sahneleri erkekler tarafından çekildiği için oyuncuyu da rahatsız etmeme düşüncesi oluyor. Çok iyi çekilmiş bir sevişme sahnesini Türk sinemasında göremezsiniz. Çünkü 'Medya ne der?' endişesi vardır" dedi. "İyi oyuncularımız var ama vücutları bu tür sahneleri kaldırmıyor" Türk sinemasında bu tür sahneleri başarılı çeken Metin Erksan var, Atıf Yılmaz var. Atıf Yılmaz'ın "Düş Gezginleri"ndeki Meral Oğuz'la Lale Mansur'un lezbiyen sahneleri... Çok cesur sahneler. Ne yapmış Atıf Yılmaz? Soft ışıklar kullanarak bu sahneleri daha estetik hale getirmiş. Yalnız Meral Oğuz biraz vücut olarak bu sahnelere uygun değilmiş. Bir İtalyan, bir Amerikan sinemasına baktığınız zaman bu sahneleri çeken yönetmenlerin buldukları kadınların fizik olarak da estetik güzellikleri var. Yönetmen de çekerken daha rahat oluyor. Kimse alınmasın, çok iyi oyuncularımız var ama vücutları bu tür sahneleri ne yazık ki kaldırmıyor. Estetik düzey olmamasının başka bir nedeni de yönetmenlerimizin kadını iyi tanımıyor, bir kadının bacağını nasıl göstereceğini bilemiyor olması. Yabancı yönetmenlerin bir alt kültürü, altyapıları var. Tabii bir de "Halk ne der?" diye bir çekince vardı. Yine de "Mine"de Türkan Şoray'ın, "Bez Bebek"te Hülya Koçyiğit'in cüretkar sahneleri var. Bu yolu da Müjde Ar açtı. Ona kadar masum kız yatağa girmez diye bir şey vardı. Kaldı ki Müjde Ar'ın vücudu da o filmlere tam müsait değildi ama kendini o işe vererek o sahneleri içtenlikle, daha rahat çektiği için bu dezavantajı da kamufle etmiş oldu. "Bizde çiftler sokakta öpüşemiyor daha" Ben şimdiye kadar Türk sinemasında aşkı, tutkuyu yansıtması açısından iyi çekilmiş pek az sevişme sahnesi gördüm. "C Blok"taki sahneler cinselliği gayet iyi yansıtıyordu. "Düş Gezginleri"ndeki sahneler lezbiyen sevişme literatürüne girebilecek cüretkarlıkta. Ama genel olarak toplumun tutuculuğu cinselliğin estetiğinin sinemaya yansımasını önledi. Son derece kötü ve komik sahnelere tanık olduk. Tensel aşkı en iyi Akdenizlilerin görüntülediği gerçek. Bizde ise tutku-tutuculuk-tutukluk şeytan üçgeninden zor çıkılır!Bizde çiftler sokakta öpüşemiyor daha! Ayrıca yıllardır sevişme sahnesi "gerekli" bir senaryo görmedik ki. Cinselliği istismar etmeye de gerek yok. Lazımsa çekilir ise çifte standartlıdır. Çekilse kıyamet koparır, çekilmese nedenini tartışır. Yıllarca setlere magazin muhabirlerini "sahne var" diye çağırdılar. Yeni kuşak kadın oyuncuların her tür rolün, sahnenin altından kalkabileceğini tahmin ediyorum. Eski kuşak daha çekingendi. Türkan Şoray "Mine" ile tabuları yıktı. Müjde Ar 80'lerde kadının cinsel özgürlüğünü ilan etti. "Geleneklerimiz farklı" Benim babam da oyuncuydu. Ben devlet konservatuvarında okudum, bütün oyunları seyrederdik. Öpüşme sahnelerinde tiyatroda grekoromen derdik biz- erkek oyuncu hanım sanatçıyı şöyle bir çevirir, sanki öpüşüyormuş gibi yapardı. Ben sonra burs aldım, Londra'ya gittim. Orada üçüncü, dördüncü dersteyiz daha, gerçek oyun değil yani, kızla erkek bir öpüştüler, ben şaşırıvermiştim. Bu canlı bir örnek işte. Bizim geleneklerimiz Batı'ya göre çok değişik. Yani Türk sinemasındaki sevişme sahneleriyle Batı sinemasındaki sahneleri karşılaştırmadan önce başka bir şey var. Medyadan önce kamuoyu var. Ama tabii çağ değişiyor. Türk sinemasında cüretkar sevişme sahnesi denince ise aklıma "Düş Gezginleri"ndeki Lale Mansur ve Meral Oğuz'un sevişmesi geliyor. Ben de öpüştüm, sevişme sahnesi çektim. Türkan Şoray'la, Ahu Tuğba'yla... Ama çok ileri giderek değil. O dönemde Devlet Tiyatroları'nda müdürdüm. "Müdür beyin haline bak" dediler benim için de. "Bu sahnelere dair bir tecrübe yok sinemamızda" Cinselliğin öne çıktığı, estetiğine önem verilmiş, bundan seyirlik bir şey yaratmaya çalışmış bir film ben hatırlamıyorum. Tabii 6-7 bin film yapmış bir endüstri bu. Arada bir-iki tane belki vardır. Dolayısıyla bunun nasıl yapılacağına dair bir tecrübe yok Türk sinemacılarında. Bizdeki öpüşme sahnelerini beğenmeyenler Amerikalıların filmlerinde o öpüşme sahnelerinde iğrenmiyorlar. Burada bir kimlik sorunu var. Hem beğeniyoruz, özeniyoruz ama kendimiz yapamıyoruz. Bir hikaye sevişme sahnesini gerektirebilir. Bunu bu topluma kabul ettirebilmenin tatlı yolları var. Seyirci orada bir içtenlik görecek. O sahnede cinselliği değil duyguyu seyretmeye başlayacak. Böyle bir sahne gerekiyorsa bir filmde yönetmen buna uygun bir oyuncu arar öncelikle. Bunu zaten oyuncuyla daha çekimlerden önce konuşur, sahneyi ona anlatır. Bir oyuncu bunları yapamayabilir. O sahne de yönetmen için vazgeçilmezse yönetmen oyuncusunu değiştirir. Bazı rolleri bazı oyuncular yapamaz. Cinsellik de bir rolün özelliği. Bu anlaşma olduktan sonra ise işin pratik tarafının belli açıları, belli kuralları vardır. Cinsellikle ilgili sahnelerin çekiminde de çok uygulanan bir yöntem setin boşaltılmasıdır. En gerekli kişiler kalır ki oyuncu daha rahat, rolüne konsantre olsun. Tabii ki herkes "Seyirci ne der? Bizi çok eleştirirler mi?" diye düşünüyor. Ama sanat da zaten böyle yapılmaz. Bir de magazin basını o kadar nev-i şahsına münhasır haline geldi ki... Hem medya hem seyirci ünlülerden nefret ediyor. Gizli bir nefret. Bu da etkili oluyor bu tür sahnelerin çekilmemesinde. Bugün inanılmaz sayıda fiziği düzgün, iyi oyuncu var artık. Rahatlıkla konuya ve yönetmenin tavrına bakarak bu işe kendilerini verebileceklerdir. Hep kadının soyunmasından bahsediliyor ama bir erkeğin soyunması daha zor ve daha az denenmiş bir şey. "İzleyenler 'Sansür nerede?' diye bağırdı" Türk insanı sevişmesini biliyorsa muhakkak iyi bilenleri vardır Türk sinemasında iyi çekilmiş sevişme sahnelerinin olması doğanın gereğidir. Tabii iyi sevişme denince bu sevişmeden ne anladığınıza bağlı bir şeydir. Bu anlayış ve uygulama kişiden kişiye değişir. Bugüne kadar bu konuda mutlak kıstaslar oluşmuş değildir. "Kamasutra"nın Hintlilerinin ya da Marquis De Sade'ın Fransızlarının bizimkilerden daha iyi sevişip sevişmedikleri derin bir araştırma konusu ilk filmim "Yasak Aşk", ikinci filmim "Seviştiğimiz Günler" adını taşımaktaydı. Bu filmlerde de, öbür filmlerimde de amacım erotik teşhircilik, cinsel istismar yapmak değil, cinselliği insan doğasının bir gerçeği olarak göstermekti. Freud'un "libido" dediği bu temel içgüdüyü filmlerimin büyük bir çoğunluğunda işledim. Röportajına başvurduğunuz Müjde Ar'ın ilk filmi olan "Aşk-ı Memnu" da bu temel içgüdünün dramından kaynaklanıyordu. Ama cinsellik konusunda yaptığım en uç film, Leyla Sayar ile Orhan Günşiray'ın oynadıkları "Şehrazat" olmuştur. Türk sinemasında cinselliğin tarihini yazan tüm kitaplarda bu filmin öncü durumu filmlerinde cinsel sahnelerin işlenme şeklinin halkın ve seyircinin genel ahlak anlayışı ile uyumlu olması gerekir. Bu açıdan bakıldığında "Gurbet Kuşları"nın cinsel sahnelerine seyirciden hiçbir tepki gelmediği, tam tersine bu sahnelerin filmin büyük bir seyirci çoğunluğuna ulaşmasına katkısı olduğu söylenmesine rağmen ondan aldığım cesaretle yaptığım "Şehrazat" filminin ilk gösterildiği gece salonda "Sansür nerede?" diye bağrışmalar olmuştu. 1968'den sonra bütün dünyada geleneksel cinsel ahlakta büyük bir değişme meydana geldi. Amerika'da hippi hareketi, "Savaşma seviş" sloganlarıyla başlayan bu hareket, Avrupa'da özellikle İsveç ve Danimarka gibi kuzey ülkelerinde pornografik yayın ve filmlerin patlamasına yol açtı. Bu hareket 1970'li yıllarda Türkiye'yi de etkiledi. Zaman içinde "şanzıman" dedikleri sonradan ekleme pornografik sahnelerle dolu filmler halka açık sinemalarda gösterilir hale geldi, kıyamet de kopmadı. Bu durumda Türk filmlerinin daha önce aşklarını bakışlarıyla ifade eden iyi ahlakın temsilcisi yıldızları 1980'li yıllara gelindiğinde yatak sahnesi olmadan kadın-erkek ilişkisi kuramayan filmlerde büyük beceriyle sanatları kadar vücutlarını da sergileyebildiler. Aşk ya da sevişme sahneleri konusunda hiçbir oyuncu ile aramda sorun olduğunu hatırlamıyorum. Şimdiki durumu çok yakından izlediğimi söyleyemem. Görüntü yorgunu haline gelmiş durumdayım. "Bizim de iyi öpüşme sahnelerimiz vardır" Genellikle Türk sinemasına baktığımız zaman o dönemlerde jön ile dam arasındaki aşklar zaten son derece masum öpücüklerle doludur. Ama bizim iyi öpüşme sahnelerimiz de vardır canım. Bunun dışında bir tecavüz sahnesi olabilirdi. Ya da kandırılmış bir kız olurdu. Yani illa kız masum olacak. Burada olay medya değildi, seyircimizle olan kontağımızdı. Çünkü seyirci Türk sinemasında gördüğü kızın yerine kendisini koyuyordu. Yani yarattığımız karakterler Türk halkının içindeki insanlardı. Eğer onlar öpüşemiyorlarsa, soyunup yatağa giremiyorlarsa biz de filmde yapamazdık. Göreneklere ters olur diye. Bence Türk sinemasında son derece estetik, güzel sevişme sahneleri var. İyi yönetmenlerimizin çektiği sahneler... Tunç Başaran, Memduh Ün, Halit Refiğ olsun, Atıf Yılmaz olsun... Onlar bir tecavüz sahnesini bile son derece estetik çekmeye çalışan insanlardı. Bizde çekilen sevişme sahnelerinde koltuk altından üstü görünürdü. Çıplaklık olmazdı. Zamanla bu değişiyor, olması gereken hale geliyor. Bana soruyorsanız "Sen yapar mıydın?" diye, benim başıma böyle bir şey gelmedi. Tabii ki masum aşklarla ilgili sahnelerim oldu. Öpüşmelerdi, biraz sırt görünmelerdi, biraz bacak görünmeydi. Mayoyu bile bir filmimde giydim. Ama bizim zamanımızla ilgili bir şeydi. Şu anda 18 yaşında olsam, sinemaya yeni girmiş olsam ve vücuduma da güveniyorsam belki daha farklı olabilirdi. "İyi kadın sevişmiyordu, yük bizde oluyordu" Ben Müjde Ar'ın görüşüne katılmıyorum. İyi çekilmiş cinsel içerikli sahneler var. Hülya Avşar bir mastürbasyon sahnesi çekti "Berlin in Berlin"de, yürek ister. Sinan Çetin de çok güzel çekmiş. O zamanki örf, adetler bizi etkiliyordu. Müslüman oluşumuz... Sevişme sahnelerinin çekilmemesi bizim yanlışımızdı. Ben bir de kötü kadını oynuyordum. İyi kadın sevişme sahnesinde olmuyordu. Maalesef tüm yük bizim üstümüzde oluyordu. Çok kuvvetli bir aşk sahnesi çok güzel çekilebilir. Loş ışık verilir, bir şeyler yapılır. "Gerisini de seyirci kafasında canlandırsın" Müjde Ar doğru söylüyor. Türk sinemasında iyi çekilmiş bir sevişme sahnesi yok. Ülkemiz tuhaf bir ülke. Sevişme sahnesinde yer alan adam, kadın hemen farklı yorumlanıyor. Hülya Avşar'ın "Berlin in Berlin"deki sahnesi cesur bir sahnedir mesela. O sevişme sahnesinin gerçekten gerekli olup olmadığına bakılmalı o filmde. Sadece bir sevişme olsun diye çekilmiş bir sahne iğreti ve yamuk duruyor. Ben "Kurtlar Vadisi"nde karımı öpeceğim bir sahnede bile tedirgin oldum. Aslında toplumsal değerlerimize bağlı bu tedirginliğimiz de. Bizler oyuncu olarak bile bunun ötesine pek geçemedik gibi geliyor bana. Bakmayın şimdi sağda solda garip garip kadınlar çıkıyor "Ben her rolü yaparım. Gerekirse sevişirim" diyen. Ama onların bunu demesinin bir katkısı yok çünkü oyuncu değiller. Bir de burada kariyer yapmış bir oyuncunun böyle bir filmle, sahneyle ortaya çıkması da çok riskli bir şey. Özellikle bir kadın cesurca bir sevişme sahnesinde oynadıktan sonra sürekli böyle roller gelecektir ona. Biz zaten öyle bir cinselliği de verebileceğimiz çok güzel bir aşk filmi de çekemiyoruz ki. Yapsak da o sahneyi atlıyoruz, orasını da seyirci kafasında canlandırsın, o masumiyetiyle kalsın o aşk istiyoruz. "'Türkan Şoray kanununuz var mı?' sorusundan gına geldi" Artık "Türkan Şoray kanununuz var mı?" sorusunu duymaktan gına geldi. Bu oyunculuğumuza hakaret oluyor. Bunun Türkan Şoray'la ilgisi yok. Bu genel bir kafa yapısı. Hayatta seks de var, uyuşturucu da var, her türlü şey var. Bunları doğal bir şekilde oynayıp yönetmenin de bunları gerçekçi bir şekilde çekmesi kadar normal bir şey yok. Ama bunların suiistimal edilmesi ister istemez beni de düşündürüyor. Benim de son filmimde bu başıma geldi. Sahnelerden birkaç görüntü yayımlandı. Açıkçası bundan sonrası için de düşündürmeye başladı. Artık bir şey yapmadan kontratlara bir madde eklemeyi düşünüyorum. O sahne bütün içinde güzeldir. Müziğiyle, ışığıyla. Ama sadece o sahneden bir fotoğraf olunca çok aptalca, pornografik bir şey ortaya çıkıyor. Bir şey yapılınca özenti deniyor, yapılmayınca farklıyız deniyor. Ortası yok. Bence genel anlamda kafa yapısının farklı bir yerde olması lazım. Sadece oyuncu ve yönetmenle bitmiyor bu.

türk bayan oyuncuların sevişme sahneleri