GünDoğmadan Neler Doğar. "Gün doğmadan neler doğar" atasözü sıkıntılı zamanların, zor dönemlerin her insanın hayatında mutlaka olabileceği, böyle zamanlarda sabırla sıkıntılardan kurtulmak için çaba gösterilmesi gereğini vurgulamaktadır. Bu atasözümüz bize umudumuzu kaybetmememiz gerektiğini öğütlemektedir.
İyimserlik ile ilgili güzel sözleri sizler için bir araya getirdik bu sayfada. Anlamlı ve Etkileyici İyimserlik sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Başarısızlık ve felaketlere rağmen, hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar, iyi bir anne tarafından
*Ayarı ile oynadığın kantar,bir gün gelir seni de tartar!.. *Ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan iyidir.. *Alim ölü olsa bile diridir. Cahil diri olsa bile ölü(Hz.Ali) *Aç insan kolay kandırılır *Allahın bize verdiği en büyük nimet, sahip olduğunuz halde bilmediğiniz kuvvetleri,bir gün kendinizde bulmak kudretidir
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır ile ilgili hikaye konulu metnimize sizde yorumlar kısmında kendi hikayenizi paylaşarak katkıda bulunabilirsiniz. ‘‘Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır hikayesi” hakkında olumlu ve olumsuz fikirlerinizi yorumlarda belirterek yazılarımızı geliştirmemize katkıda bulunabilirsiniz.
İşte meşhur aile dizimi ile ilgili işte bazı gerçekler; Geçmişteki hiçbir travma örtbas edilmemeli, onunla yüzleşmeli. Örneğin savaş dönemlerinde yaşanan acıları, esareti, açlığı, erken ölümleri, işkenceleri, tecavüzleri, soykırımları, esirliği, sürgünleri yaşayan aile büyüklerinin yaşadıkları yaşandığı yerde kalmıyor.
Fast Money. 28 Aralık 2009, 1558 1 UYARIKullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~ Hard Work Beats Talent Gün doğmadan neler doğar. Yüce Allah`tan başka kimse yarının ne getireceğini bilemez. Yarın birçok değişikliklere gebedir. Beklenmedik bir sırada umut verici durumlarla da karşılaşma imkânı vardır. Copyright © 2016 - Takdir Ediliyorsanız Değil, Taklit Ediliyorsanız Başarmışsınız Demektir. chat
Gün doğmadan neler açıklaması ve anlamı Yüce Allah'tan başka kimse yarının ne getireceğini bilemez. Yarın birçok değişikliklere gebedir. Beklenmedik bir sırada umut verici durumlarla da karşılaşma imkânı vardır. Bu nedenle umutsuzluğa ve karamsarlığa yenik düşmemeliyiz. Sitemizde açıklamalı 6620 atasözü bulunmaktadır. Gün doğmadan neler doğar. atasözünün anlamı, açıklaması
Dil bilgisi ile ilgili Atasözleri nelerdir? DİL İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ DEYİMLER ÖZDEYİŞBıçak yarası geçer, dil yarası geçmez. Bilğisiz insan meyvesiz ağaca benzer. Bilinmedik iş ya karın ağrıtır ya baş. Bilmediği beş vakit namaz, bilirde yanına varmaz. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır. Bin bilsen de bir bilene danış. Bin ölçüp bir biçmeli. Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler. Bir adamın adı çıkacağına, canı çıksın. Bir ağaçta gül de biter, diken de. Bir ağaçtan, oklukta çıkar boklukta. Bir ağızdan çıkan, bin ağza yayılır. Bir bulutla kış gelmez. Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir. Bir dirhem et, bin ayıp örter. Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır. Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer. Bir koyundan iki post olmaz. Bir musibet bin nasihatten iyidir. Bir nalına vurur, bir mıhına. Bir yerim diyenden birde yemem diyenden kork. Bir yiğit kırk yılda meydana gelir. Biri eşikte, biri beşikte. Birlikten kuvet doğar. Bitli baklanın kör alıcısı olur. Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp gecelim. Boğulursan büyük suda denizde boğul. Borç yiğidin kamçısıdır. Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir. Boş duranı Allah’da sevmez kuluda. Boşboğazı cehenneme atmışlar, odun yaş’ diye bağırmış. Boşboğazın sigarası yanmaz. Bugün bana ise yarın sana. Bugünkü işini yarına bırakma. Bugünkü tavuk, yârinki kazdan iyidir. Bülbülü altın kafese koymuşlar “vatanım” demiş. Bülbülün çektiği; dili belasıdır. Büyük ekmek, büyük bezeden olur. Büyük lokma ye, büyük söz söyleme. Büyük zekalar birlikte düşünürler. çağırılan yere erinme, çağırılmadığın yere görünme. çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider. Cahile söz anlatmaktansa, deveye hendek atlatmak iyidir. Cahilin dostluğundan, alimin düşmanlığı iyidir. Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin. çalışan demir pas tutmaz. Cami ne kadar büyük olsa da imam bildiğini okur. çamura taş atma üstüne sıçrar. Can boğazdan gelir. Can çıkar huy çıkmaz. Can çıkmadan ümit kesilmez. Canı kaymak, isteyen mandayı yanında taşır. Canı yanan eşek atı geçer. çatal kazık yere batmaz. çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır. çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir. çingenenin ipini, kendisine çektirirler. çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış. çıngıraklı deve kaybolmaz. çıracı olsam ay akşamdan doğar. çocuğu işe gönder, peşinden sen git. çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin. çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz. çok yaşayan bilmez çok gezen bilir. çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez. çürük iple kuyuya inilmez. çürük tahtaya çivi çakılmaz. Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur. Damlaya damlaya göl olur. Danışan dağlar aşar, danışmayan yolda şaşar. Davetsiz gelen döşeksiz oturur. Davulun sesi uzaktan güzel gelir. Deme dostuna, der dostuna. Bir gün olur tuz basarlar postuna. Demir nemden insan gamdan çürür. Demir tavında dövülür. Deniz sevilirde, densiz sevilmez. Denize düşen yılana sarılır. Derdini söylemeyen derman bulamaz. Dereyi görmeden paçayı sıvama. Deveyi yardan atlatan, bir tutam ottur. Dibi görünmeyen sudan geçme. Dinsizin hakkından imansız gelir. Dinsizin ipi ile Kuyuya inilmez. Doğru söyleyeni Dokuz köyde kovarlar. Doğru söyleyenin bir ayağı üzenğide gerek. Döğüşerek pazarlık et , güle güle ayrıl. Domuzdan post gavurdan dost olmaz. Dost acı söyler. Dost başa düşman ayağa bakar. Dost kara günde belli olur. Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur. Düşenin dostu olmaz. Düşman ayağa dost basa bakar. Düşmanın karıncaysada kork. Dut kurusuyla yar sevilmez. Eceli gelen köpek cami duvarına işer. Eğri oturalım doğru konusalım.
Alm. Sprichwort, Fr. Proverbe, İng. Proverb. Yüzyıllarca süren bir zaman dilimi içinde, tecrübeler sonucunda çeşitli sebeplerle söylenerek, sayısız hikmetleri küçük ve kısa sözler haline getiren, dedelerden torunlara kalan ibretli, özlü ve kısa herhangi bir olay ve konu karşısında bazı ortak düşünceleri, tecrübeleri, tenkitleri, teklifleri, nasihatleri vb. ifade için kullanılırlar. Bunlar bir toplumun meydana getirdiği ortaklaşa değerlerdir. Türk folklörü içinde atasözlerinin büyük bir yeri vardır. Milletimiz, atasözü yönünden zengin bir kaynağa sahiptir. Birbirinden güzel ve manalı sayısız atasözümüz vardır. Bu sözlerin derlenip toparlanması ve yazıya geçirilmesi çok büyük dikkat ve incelik ister. Araştırmacılar, konuyla ilgili çalışmalar yapmakta ve kıymetli eserler eskiden, "darb-ı mesel", yahut kısaca "mesel" denilirdi. Sonraları bu ifade "Atasözü" şeklinde klişeleşti. Türk atasözleri ilk defa Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lügat-it-Türk isimli eserinde derlenip toplanmış ve pekçok atasözü bir araya milletin kendine has atasözleri vardır. Bunlar o milletin inanç, kültür ve medeniyetlerinin tesiri altında şekillenmişlerdir. İfade ettiği mana genellikle söylenen kelimelerin anlamlarında aranmaz. Bu sözler herhangi bir konu ile ilgili çok geniş bir düşünce ve fikir atmosferi doğuran, ince, zarif ve nükteli ifadelerdir. ?Ağaç yaş iken eğilir? sözü; aslında terbiye ve eğitimin küçük yaşlarda başlaması gerektiğini, huy ve alışkanlıkların insan hayatında henüz çocukken şekillenmeye başladığını ifade atasözleri de böyledir. Atasözleri ile deyimler ve kelam-ı kibar büyüklerin sözleri birbirine karıştırılmamalıdır. Atasözleri bir hüküm ifade eden ve toplumun ortaklaşa meydana getirdiği sözlerdir. Kelam-ı kibar ise, büyükler tarafından söylenip, söyleyeni belirli, eğitici ve öğretici, doğru yolu gösterici sözlerdir. Bunlara vecize de daima doğru yol göstererek, öğüt ve nasihat verir. İnsanları, günaha, isyana, hırsızlığa ve kötülüğü davet ve teşvik edici sözler, umumiyetle bazı düşman güçler tarafından söylenilmiş ve kabul ettirilmeye çalışılmıştır. Bunlar bir müddet için kullanılsalar da neticede unutulup giderler. Mesela ?Devlet malı deniz, yemeyen domuz.? ?Akçası ak olanın bakma yüzünün karasına.?, ?Erliğin onda dokuzu kaçmaktır.?, ?Pire itte bit yiğitte bulunur.? gibi uydurma ve zararlı sözler atasözlerinin mutlaka bir ?dar? bir de ?mecazlı? manaları vardır. Dar anlam, çürütülmez bir gerçeğe, bir deneye dayanır. Mecazlı anlam ise, onlara eski-yeni, her meseleye uyabilen bir yorum ve izah alanı sağlar. Atasözleri uslup yönünden; dili sade ve güzel kullanışın en az kelime ile en geniş manaları ifade edişin birer şaheseridir. Bunlarda yersiz ve gereksiz kelime atasözlerinde divanlar, mesneviler ile nasihat eserlerinde çok rastlanır. Ayrıca başlı başına atasözlerine yer veren eserler de vardır. Yazmaların dışında; Şinasi'nin Durub-i Emsal-i Osmaniye, Ahmed Vefik Paşanın Müntehabat-ı Durub-i Emsal, Ahmet Midhat Efendinin Türki Durub-i Emsal gibi eserler son devirde ortaya Aptal düğünden, çocuk oyundan Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine Acıkan doymam, susayan kanmam Acındırırsan arsız olur; acıktırırsan hırsız Aç gözünü, açarlar Açın gözü ekmek teknesinde Açlık ile tokluğun arası yarım Aç tavuk kendini buğday arpa ambarında Adam adama yük değil, can gövdeye mülk Adam adamdan korkmaz; utanır hatır sayar.- Adam adamdır, olmazsa da pulu parası; eşek eşektir, olmazsa da Adam adamı bir kere Adam ahbabından dostlarından Adamak kolay, ödemek Adamın eti yenmez, derisi giyilmez, tatlı dilden başka nesi Adam kıymetini adam Ağaca dayanma kurur, insana dayanma Ağacı kurt, insanı dert Ağacın meyvesi olunca başını aşağı Ağaç yaş iken Ağaran baş, ağlayan göz Ağır taş yerinden Ahmağa yüz, aptala söz vermeye Ahmak şaşkın misafir ev sahibini Akacak kan damarda Ak akçe kara gün Akıllı düşman akılsız dosttan Akılsız başın zahmetini ayaklar Akıl akıllı isen açma sırrını dostuna; dostunun dostu vardır, o da söyler Ak koyunun kara kuzusu da Akşamın hayrından sabahın şerri Alçak yerde tepecik kendini dağ Alet iş görür, el Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı Allah kulundan Allah sabırlı kulunu Allah sevdiğine dert Al malın iyisini çekme Alma mazlumun ahını, çıkar aheste Altın ateşte, insan mihnette belli Altın eşik gümüş eşiğe muhtaç Altının kıymetini sarraf Altın leğenin kan kusana ne faydası Altı olur, yedi olur, hep Allah'ın dediği Aman diyene kılıç Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna Araba devrilince yol gösteren çok Arabanın arka tekerleği öndekinin izine Arayan Mevlasını da bulur belasını Arı bal alacak çiçeği Arefe günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara Arpa eken buğday Arsızın yüzüne tükürmüşler; ?Yağmur yağıyor!? Aslını saklayan inkar eden Aşıka Bağdat ırak Aşını, eşini, işini Ata dostu oğula Atasını büyüğünü tanımayan, Allah'ını At bulunur meydan bulunmaz,meydan bulunur at Ateş olmayan yerden duman Atılan ok geri At ölür meydan nalı kalır, yiğit ölür şanı namı Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş Avradı eri, peyniri deri Avrat var ev yapar, avrat var ev Ayağını yorganına göre Ayıpsız yar arayan dost isteyen, yarsız dostsuz Aza kanaat etmeyen çoğu hiç Azıcık aşım, kaygısız ağrısız, kavgasız Azıksız yola çıkanın iki gözü el yabancı torbasında Az veren candan, çok veren Az yiyen az uyur, çok yiyen güç Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün Bakarsan bağ, bakmazsan dağ Bakmakla usta olunsa öğrenilse köpekler kediler kasap olurdu kasaplığı öğrenirdi.- Balık baştan Balım olsun, sinek Bağdat'tan Balı, parmağı uzun olan yememiş yemez, kısmeti olan yemiş yer.- Barutla ateş, bir yerde durmaz olmaz.- Başa gelen Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez etmesin.- Baş yastığı baş derdini Bez alırsan Musul'dan, kız alırsan Bıçak yarası unutulur ama, dil yarası Bilmemek ayıp değil, sormamak Bin dost az, bir düşman Bin nasihattan bir müsibet Bir baş soğan bir kazanı Bir elin nesi var, iki elin sesi Bir elinin verdiğini öbür elin Bir fincan acı kahvenin kırk yıl hatırı hakkı Bir korkak bir orduyu Bir kötünün yedi mahalleye zararı Bir selam bir hatır Bol bol yiyen, bel bel Bugünkü akşamın işini yarına sabaha koyma bırakma.- Buğday ekmeğin yoksa, buğday tatlı, faideli dilin de mi yok?- Bülbülü altın kafese koymuşlar ?ah vatanım? Bülbülün çektiği dili Büyük lokma ye, büyük söz laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan dostluğundan, alimin düşmanlığı Cefayı çekmeyen safanın kadrini Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi Çanağa ne doğrarsan kaşığında o Çirkefe taş atma, üstüne Çobansız koyunu kurt Çok konuşan çok Çok koşan çabuk Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma parasız koyma, çok saklama hırsız Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne Damlaya damlaya göl olur, aka aka sel olur.- Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yoldan Davulun sesi uzaktan hoş Demir nemden, insan gamdan Demir tavında dövülür, demiri tavında dövmeli.- Denizdeki balığın pazarlığı olmaz bini bir paraya.- Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenmek Deveyi yardan uçuran bir tutam Dikensiz gül olmaz Gül dikensiz olmaz.- Doğru hak söz ağıdan Dost acı Dost kara günde belli Dost yüzünden, düşman gözünden Dünya malı dünyada Dünya ölümlü, gün Düşmanın karınca ise de hor bakma küçük görme.- Debbağa sorarsan dünyada fena koku Debbağ sevmediği deriyi yerden yere Edebi edepsizden El için kuyu kazan evvela kendi El yarası onulur dil yarası El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu batman taşı Emanete hıyanet olmaz- Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme, kimi uzun der kimi Et tırnaktan Evlenenle ev yapanın Allah Fakirlik ayıp değil, tembellik Fırsat her zaman ele Garibe bir selam, bin altına Garip kuşun yuvasını Allah Gel demesi kolay ama git demesi Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa Gönülsüz yenen aş, ya karın ağırtır ya Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan Gülme komşuna gelir Gülü seven dikenine Gün doğmadan neler Güneş balçıkla Güvenme varlığa düşersin Hak yerde Hak yerini Hamama giren Haramzade pazar bozar, helalzade pazar Hatasız kul Hayvan yularından, insan sözünden Hazıra dağlar Her ağaçtan kaşık Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya Her şey incelikten, insan kabalıktan Her şeyin yenisi, dostun eskisi Her yiğidin gönlünde bir arslan Hile ile iş gören, mihnet ile can Horoz ölür, gözü çöplükte Isıracak it dişini İğneyi kendine çuvaldızı ele İki karpuz bir koltuğa İki testi tokuşunca, biri elbet İnsan kıymetini insan İsin yanına varan is, misin yanına varan mis İstediğini söyleyen, istemediğini İş amana binince kavga İşleyen demir pas tutmaz. paslanmaz, ışıldar.- İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişinin İyilik eden iyilik İyi olacak hastanın hekim ayağına Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına üstüne Kalemin yaptığını kılıç Kaçan balık büyük Kalp kalbe Kanaat gibi devlet Kara kötü haber tez Karga yavrusuna bakmış, ?benim ak pak evladım? Karıncadan ibret al, yazdan kışı Kaza, geliyorum Kediyi sıkıştırırsan üstüne Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü Kem söz, kalp akçe Kendi düşen Keseye danış pazarlığa sonra Keskin sirke küpüne zarar dır.- Kırkından sonra azanı teneşir paklar çare bulunmaz.- Kısmetinde ne varsa kaşığında o Kısmet ise gelir Hint'ten, Yemen'den, kısmet değilse ne gelir Kızını dövmeyen, dizini Kimse kimsenin çukurunu Kimse kimsenin kısmetini Kimsenin ahı kimsede Kişinin kendine ettiğini kimse alem bir yere gelse ecele faydası Kul sıkılmayınca bunalmadıkça Hızır Kurcalama sivilceyi çıban Kurtla koyun, kılıçla oyun Kurunun yanında yaş da Kusursuz dost arayan dostsuz Kusursuz güzel Lafla peynir gemisi Lafla pilav pişerse deniz kadar yağı Laf torbaya Latife latif Lokma çiğnenmeden Mahkeme kadıya mülk değildir olmaz.- Mal adama hem dost hem Maşa varken elini ateşe Merdiven ayak ayak basamak basamak Mermer iyi taştan, iyilik iki Mezar taşı ile Misafir kısmeti ile Misafir umduğunu değil bulduğunu Misk yerini belli Mürüvvette endaze ölçü Ne ekersen onu Ne oldum dememeli, ne olacağım Nerde birlik, orda Nerde hareket, orda Ne verirsen elinle o gider Nikahta keramet Olacakla öleceğe çare Otuz iki dişten çıkan otuz iki mahalleye Öfkeyle kalkan zararla Ölüm ile öç Pekmezi küpten, kadını kökten Rahat ararsan, Sabreden derviş, muradına Sabreyle işine, hayır gelsin Sabrın sonu Sadık dost akrabadan Sağ elinin verdiğini sol elin Sağlam baş yastık Sağlık varlıktan Sakla samanı gelir Sanat, altın Sanatı ustadan görmeyen Sarmısağı gelin etmişler, kırk gün kokusu Sebepsiz ölüm Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa?- Sırça evde köşkte oturan, komşusuna taş Sinek küçüktür ama mide Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan Soran Sora sora Mekke Kabe Söz yaş deriye benzer, nereye çekersen oraya Su uyur, düşman Sükut ikrardan gelir sayılır.- Sürüden ayrılanı kurt Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek Şeriatın kestiği parmak Şeytanın dostluğu darağacına Taş düştüğü yerde ağırdır taş yerinde ağırdır.- Taşıma su ile değirmen Tatlı dil yılanı deliğinden Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi Tek kanatlı kuş Tekkeyi bekleyen çorbayı Tembele dediler ?kapını ört?; dedi, ?yel eser örter.?- Tembele iş buyur, sana akıl Teyze, ana Tilkinin dönüp geleceği yer kürkçü Tok acın halinden bilmez ne bilir.- Topalla gezen aksamak Ucuzdur vardır illeti; pahalıdır vardır Ummadığın taş baş Üzüm üzüme baka baka Vasiyet ölüm Vermeyince Mabud, neylesin Sultan Yalancının evi yanmış kimse Yalancının mumu yatsıya kadar Yalnız kalanı kurt Yalnız taş, duvar Yanlış hesap Bağdat'tan Yarım hekim candan, yarım hoca dinden Yatan ölmez, eceli yeten Yaya gözü ile at, bekar gözü ile avrat Yer damar damar, insan soy Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr u Yılanın başı küçükken Yiğit meydanda belli Yolcu yolunda Yol yürümekle, borç ödemekle Yularsız ata Zararın neresinden dönülürse Zorla güzellik olmaz.
Gün doğmadan neler doğar sözüyle anlatılmak istenen nedir? İşte Gün doğmadan neler doğar atasözünün açıklaması...Umutsuzluğa karşı söylenir; Gün doğmadan neler doğar atasözü... Mesaj çok nettir ve başına neler geleceğinin hiç belli olmadığını anlatır. Hangi şartlarda olursa olsun yarınlara ve geleceğe umutla bakmayı ifade eder. İyimserlik vardır. İnsanı umutlu ve pozitif görHer şeye hazırlıklı olmak gerektiğini de içerir ama olumlu yönde bir beklenti söz konusudur. Ayrıca halk arasında Allah'tan umut kesilmek şeklinde de kullanılır. Negatif durumlar içinde pozitif bakıştan ziyade pozitif gelişme olacağına karamsar olmadan “Bekle gör” mantığı vardır.
gün doğmadan neler doğar atasözü ile ilgili kısa bir hikaye