KARLSUSSHEIM Şarkiyatçı 1878 yılında Almanya’da doğan ve 1947 yılında İstanbul’da ölen Süssheim hayatını kendi kaleminden şöyle özetliyor. “Bendeniz 1878’de Almanya’da Nürnberg şehrinde doğarak Deshalb bin ich nach Hause gegangen – Bu yüzden eve gittim. um 13:00 uhr war ich zu Haus – 13:00′ da evdeydim. Bis um 15:00 uhr habe meine Hausaufgaben gemacht -15:00 ‘a kadar ev ödevlerimi yaptım. Am Abend habe ich mit meinen Familie gegessen – Akşam ailemle yemek yedik. Danach habe ich ferngesehen – Daha sonra televizyon izledim. Buyüzden, bu cümle yapısı sadece temel cümlenin öznesi amaç belirten yan cümlenin öznesiyle aynıysa kullanılabilir. Ich hole einen Besen. Ich kehre die Terrasse. Ich hole einen Besen, um die Terrasse zu kehren. Özneler aynı değilse amaç belirten bir yan cümleyi damit bağlacı ile başlayarak kullanabilirsin. AnlatımBozukluğu ile ilgili karma cümleler » Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yaban adlı romanında, Yunanlıların Türklere yaptığı zulmü çok ayrıntılı bir şekilde anlatmış ve bazı Türk köylülerinin Yunanlılara kucak açmasını eleştirmiştir. » Kalp Arapça bir sözcüktür ve bu sözcüğün sonu sert ünsüzle bitmektedir. Tespit Etmek İle İlgili Örnek Cümleler 8.06.2022. Bu yüzden birçok duruma karşılık olarak deyimlerden yararlanıldığı görülmektedir. Tespit etmek deyimi de bu sıkça kullanılan Fast Money. Burun; ağzın üstünde, alınla üstdudak arasında yer alan, çıkıntılı, iki delikli solunum ve koku alma organıdır. Ayrıca burun, kimi şeylerin ön ve sivri yeri demektir. Burun mecaz anlamı ise; kibir, gösteriş, büyüklenme demektir. İşte burun kelimesi ile ilgili gerçek, mecaz ve terim anlamı ile ilgili örnek cümleler.– Çiçeği burnunda bir haber getirmek için yarışa girdi muhabirler.– Çiçeği burnunda bir gelindi henüz babası öldüğünde”.– Yeni bir çocuğu olmuş çiçeği burnunda bir gelindi yazık oldu Ayşeye..– Ahmet’in ilk çocuğu doğmuş, çiçeği burnunda baba oldu o şimdi.– Kömürü taşıdım ama canım da burnuma geldi.”– Adam burnundan soluyor, sakın üstüne gitme, yoksa konuştuğuna pişman olursun.– İnliyor, göz süzüyor, burnundan soluyarak konuşuyordu Esendal– Olayı öğrendiğinde o kadar kızdı ki, adeta burnundan soluyordu..– Kavga edince, burnundan solumaya başladı ve kapıyı çekti gitti.– Adamı öyle bir dövdüm ki götü burnu ayrı soluyordu.– Nereden, nasıl yarar sağlanacağım bilir, her işe burnunu sokardı.– Sen de her işe burnunu sokmaktan geri durmazsın!– Yaptığım işe burnunu sokarak mahvetti.– Onun da burnunun sürtülmesine az kaldı, kısa zamanda dikbaşlılığı bırakacak.– Hadisat şimdi burnunu da sürtmüş olduğundan ilk karısına karşı iyi davranıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu– Burnunun dikine gidersen, işte böyle eline yüzüne bulaştırırsın işi.– Beni dinlemedi, burnunun dikine gitti.– Bu ne pis bir koku böyle burnumun direği kırıldı.– Otobüs o kadar kötü kokuyordu kii burnumun direği kırıldı.– Soğuktan burnumun direği sızladı.– Sen ki burnunun ucunu göremeyen bir adamsın, seninle nasıl iş yapabilirim ben.– On takla atan arabadan, burnu bile kanamadan çıktı, şaşılacak şey doğrusu.– Burunları bile kanamadan ganimete kavuşacaklardı.– Adam milletvekili seçilir seçilmez bizimle konuşmaz oldu, burnu büyüdü birden.– Yalnız onun mu burnu büyüdü? Burnu büyüyen büyüyene!”– Nikâh ettirir ettirmez kadının burnu büyüdü.– Burnu havada gezenlerden hiç hoşlanmam.– Ahmet, burnu çok havada birisi.– Yalan söylediği için burnu uzadı.– Çok kibirli, burnu hava da dolaşıyor.– Hele onu bir elime geçireyim, görürsün, burnundan fitil fitil getireceğim.– Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!– Söylediklerine çok pişman olacaksın, burnundan fitil fitil gelecek.– Ağzından girip burnundan çıktı ve ondan para koparmayı başardı.– Hiç belli olmaz insanoğlu! Bir gün anadan emdiği sütü burnundan getirir.– Şu arabanın taksitlerini ödeyinceye kadar anamdan emdiğim süt burnumdan geldi.– Her gösterdiğim kıyafete burun kıvırıyor.– Verdiğim elli liraya bile burun kıvırıyor.– Hazırladığım yemeklere burun bükmesi sinirlerimi bozuyor.– Önerilerime neden burun büküyorsun?– Kapıdan çıkar çıkmaz öğretmenimle burun buruna geldim.– Tartışmada burun buruna gelmiştik ki sınıfa öğretmen girdi.– Bir sarhoş yüzünden ölümle burun buruna geldik.– Köpek, bir anda burnumun dibinde belirdi.– O uyurken, hırsız burnunun dibinden geçmiş.– Sırf burnunu kırmak için taksiyi vermedim.– Burnunu kırmak için, bir süre amcasının yanına çalışmaya gönderdim.– Hasan, burnu kırıldığı için okula gelemedi.– Buse’nin minik bir burnu vardı.– Ayşe’nin burnunu kardeşi boyamış.– Çocuklar burnuma girmeyin, az ötede durun.– Onun da burnunun sürtülmesine az kaldı, kısa zamanda dik başlılığı bırakacak.– Ne olmuş bir cam kırılmışsa, iki gündür burnundan düşen bin parça.– Burnundan düşen bin parça, kim bilir kime kızdı.– Bu görüşmede yine burnundan düşen bin parça.– İyi ki bir araba aldı, burnu Kafdağı’nda bir adam olup çıktı.– Burnu Kafdağı’nda olduğundan bizim söylediklerimizi umursamıyor.– Müdürün yanına alınmayınca burnunu çekip gitti.– Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?– Olayın sorumluları burnundan kıl aldırmıyor.– Burun koku alma organımızdır.– Kavga da burnu kırılmış bu yüzden burun kemiği ameliyatı oldu.– Bıçağın burnu yere ile ilgili deyimler ve anlamları Burun ile ilgili atasözleri ve anlamları Tahmin Bildiren Cümleler İle İlgili 15 Örnek Cümle Bir olay veya durumun nasıl gerçekleşebileceği ile ilgili fikir yürütmeye ve sezgilerimize dayanarak yargıda bulunmaya tahmin denir . Tahmin cümlelerinde eldeki bilgilere ve sezgilere dayanarak olabilecek bir olay ya da durum ile ilgili akıl yürütme vardır . Bu yüzden tahmin cümlelerinde kesinlik olmaz yani tahmin edilen şey gerçekleşebilir ya da gerçekleşmeyebilir . Bu tür cümlelerde kesinlik olmadığı için öznel yargı taşırlar . " galiba , zannederim ki , belki , sanırım " vb . ifadeler tahmin cümlelerinde kullanılabilir . 1. Elde edilen tarihi belgelere bakılırsa bu bölgede daha önce büyük bir medeniyet yaşamış olabilir . 2. Bizim memlekete bu aylarda kar yağmaya başlamıştır . 3. Milli takımımızın bu mücadeleden galibiyetle ayrılacağını düşünüyorum . 4. Bu mekan yapacağımız organizasyon için küçük olacak gibi duruyor . 5. Bulutlar iyice yoğunlaştı . Birazdan şiddetli bir yağmur yağabilir . 6. Bu saatte kapıyı çalan abim olabilir . 7. Gözlerinin altı iyice şişmişti . Gece çok geç yatmış gibi . 8. Ben insanları çok severim herhalde siz de öylesinizdir . 9. Onunla ilgili anlatılanlara bakınca ne halde olduğunu hayal edebiliyorum . 10. Boğazım ağrımaya başladı , galiba hasta olacağım . 11. Saat geçmiş, ders başlamıştır . 12. Uzun zamandır görmediğim arkadaşım çok değişmiştir herhalde . 13. Ahmet Bey'in de kendisini ilgilendiren bu toplantıda bulunacağını düşünüyorum . 14. Böyle giderse sınıfı rahatlıkla geçebileceğini sanıyorum . 15. Yarın okullarda kar tatili olacağa benziyor . Bu yazımızda ingilizce Possession-sahiplik bildiren have got , has got konusunun anlatımı ve örnek cümlelerin yapıları için ayırdık. Konu Başlıkları ilgili konu başlığına hızlı gözatmak için aşağıdaki numaralı mavi yazının üzerine tıklayınız 1-Have got Has got ne demektir nasıl ve nerelerde kullanılır?2- Have got / Has got’ın öznelerle kullanımı3-Have got /Has got örnek cümleler4-Have ile Have got / Has ile Has got has arasındaki fark nedir? Have got Has ne demektir nasıl ve nerelerde kullanılır? Have got ve has got ingilizcede sahip olduğumuz şeyleri anlatmak/nelere sahip olduğumuz söylemek için kullandığımız kalıplardır. Bu kalıpların Türkçe karşılığı genel olarak …var anlamına gelir. Örneğin Türkçede benim bir kedim var, babamın bir Jaguar arabası var yada bizim büyük bir evimiz var deriz. Bu cümleleri ingilizce olarak söylemek istediğimizde Have got /has got kalıplarını kullanırız. ÖrnekI have got a cat-Benim bir kedim varMy father has got a Jaguar- Babamın bir Jaguarı varWe have got a big house-Bizim büyük bir evimiz var I,we, you, they ve Ali ve Fatma, Children-Çocuklar,Students-Öğrenciler gibi çoğul şahıslarla have got formu kullanırız. He,she, it ve Murat, My father-babam, My sister-Kız kardeşim gibi tekil şahıslarla has got formunu kullanırız. Have got / Has got’ın öznelerler kullanımı Have got/ has got olumlu cümle yapımı Özne Have got= ve got / has got=’s got IYouWe TheyAli and FatmaChildrenStudents Have got /’ve got a cat HeSheItMuratMy father Has got / s got a cat Not Have got ın kısaltılmış yazılışı ve got ve has got’ın kısaltılmış yazılışı s got şeklindedir. ÖrnekI have got a cat = I’ve got a cat-Bir kedim var She has got a car = She’s got a car- Onun bir arabası var Have got/ has got olumsuz cümle yapımı Özne Have not got= haven’t got / has got= hasn’t got IYouWe TheyAli and FatmaChildrenStudents Have not got / haven’t got a cat HeSheItMuratMy father Has not got / hasn’t got a cat Not Have not got ın kısaltılmış yazılışı haven’t got ve has not got’ın kısaltılmış yazılışı hasn’t got şeklindedir. ÖrnekI have not got a bike = I haven’t got a bike – Benim bisikletim yok He has not got a mobile phone = He hasn’t got a mobile phone- Onun cep teleponu yok Have got / Has got soru yapımı Have / Has Özne Got Have IYouWe TheyAli and FatmaChildrenStudents got a cat? Has HeSheItMuratMy father got a cat? Have got /Has got örnek cümleler Olumlu cümle Örnekleri I have got a brother and two sisters- Bir erkek ve iki kız kardeşim var You have got a big house- Sizin büyük bir eviniz var He/she has got a dog –Onun bir köpeği var It has got a Bluetooth = My computer has got a Bluetooth- Onun /bilgisayarımın bluetooth’u var We have got a lot DVDs – Bizim çok DVD miz var They have got a few pets- Onların bir kaç evcil hayvanı var Olumsuz cümle örnekleri I have not got a brother – Benim erkek kardeşim yok You have not got a big house- Sizin büyük bir eviniz yok He/she has not got a dog –Onun bir köpeği yok It has not got a Bluetooth = My computer has not got a Bluetooth- Onun /bilgisayarımın bluetooth’u yok We have not got a lot DVDs – Bizim çok DVD miz yok They have not got any pets- Onların hiç evcil hayvanı yok Soru cümle örnekleri Not İngilizcede Have got ve has got ile sorulan sorulara kısa cevaplar verme olanağımız vardır. Bu yüzden aşağıdaki soru cümleleri ile birlikte kısa olarak olumlu ve olumsuz cevap örnekleri birlikte verilmiştir. Dikkat! Kısa cevaplar her zaman evet hayır yanıtı içeren cümleler için kullanılır bu yüzden verilen cevap öncelikle Yes yada No ile başlar. Have/has got ile sorulan sorulara kısa cevap verirken sadece have ve has kullanırız ASLA “GOT” kullanmayız!. ? Have I got a gift for you? –Senin için bir hediyem varmı? + Yes, I have – Evet, var - No,I haven’t – Hayır, yok ? Have you got a lot of toys?- Çok oyuncağın varmı? + Yes, I have- Evet, var - No, I haven’t –Hayır, yok ? Has he/Ali got a mobile phone ?-Onun / Alinin cep telefonu varmı? + Yes, He has- Evet, var - No, He hasn’t – Hayır,yok ? Has She/Fatma got a cat? – Onun / Fatma nın bir kedisi varmı? + Yes, she has –Evet, var - No, She hasn’t- Hayır,yok ? Have we got apples ? – Elmamız varmı? + Yes, we have-Evet, var - No,we haven’t -Hayır,yok ? Have they/children got books? – Onlar/çocukların kitapları varmı? + Yes, They have -Evet,var - No, They haven’t- Hayır,yok Have ile Have got / Has ile Has got has arasındaki fark nedir? Have got = have ve Has got=has aynı anlama bir deyişle I have got a cat ve I have a cat cümlelerinin her ikiside benim kedim var anlamı içerir. Bununla birlikte Have ve Has ile oluşturulan soru cümleleri Have got ve Has got ile oluşturulan soru cümlelerinden farklıdır. Got eki kullanmadan Have ve Has ile soru cümleleri nasıl oluşturduğumuz öğrenmek için Buraya Tıklayınız. Have got / Has got ve Have / has arasindaki kullanım ve anlam farkını öğrenmek için Buraya Tıklayınız. İngilizce öğrenenler bu kelimeyi görür görmez akıllarına hemen edilgen yapı passive gelir. Ancak bu kelime sadece edilgen cümlelerde “tarafından” anlamına gelmez √ By, zaman ifadelerinde “-e kadar” anlamına gelir The meeting should have finished by 4. Toplantı 4’e kadar bitmeliydi. I’ll be home by two o’clock. Saat ikiye kadar evde olacağım.= “Ya saat ikide ya da ikiden önce” anlamında √ By, aynı zamanda “-in sonuna doğru” anlamına gelir By the end of the meal everybody was drunk. Yemeğin sonuna doğru herkes sarhoş oldu. √ By, eğer bir fiille kullanılacaksa by the time that şeklinde kullanılır By the time he was 17, he had already achieved worldwide fame. 17 yaşına gelinceye kadar dünya çapında bir üne çoktan kavuşmuştu. I’ll be in bed by the time you get home. Sen eve gelene kadar ben yatmış olurum. By the time that the guards realised what was happening, the gang were already inside the bank. Güvenlik ne olup bittiğini anlayana kadar çete çoktan bankaya girmişti. √ By kelimesi, by day, by night, day by day, hour by hour, week by week gibi ifadelerde daha farklı anlamda da kullanılır He worked by night and slept by day. Gece çalışıp gündüz uyurdu. The situation is getting more serious day by day. Durum günden güne daha da ciddileşiyor. √ Ödeme yaparken by the hour, by the day gibi ifadelerde kullanılır In this job we’re paid by the hour. Bu işte saat başına ücret alıyoruz. You can hire a bicycle by the day or by the week. Günlük ya da haftalık olarak bisiklet kiralayabilirsiniz. √ By, “kıyısında, kenarında” anlamına gelir. Bu anlamda near ile arasında fark vardır We live by the sea. Deniz kıyısında oturuyorlar. = deniz görünüyor We live near the sea. Denize yakın oturuyorlar. = deniz belki de birkaç kilometre uzakta √ By ve with kelimelerinin kullanımı bazen birbirine karışır. By, bir fiil ile kullanılıp “-erek, -arak” anlamındadır. With ise bir araç ya da nesne ile kullanılıp “ile” anlamındadır I killed the spider by hitting it. Örümceği ona vurarak öldürdüm. I killed the spider with a shoe. Örümceği bir ayakkabı ile öldürdüm. … by a shoe denmez I got where I am by hard work. ~ No you didn’t. You got there with your wife’s money. Bulunduğum yere çok çalışarak geldim. ~ Hiç de öyle değil. Buraya karının parasıyla geldin. Bu iki kelimenin de zıt kullanımında without kullanılır I got her to listen by shouting. Onun dinlemesini bağırarak sağladım. It’s difficult to get her to listen without shouting. Onun dinlemesini bağırmadan sağlamak zordur. We’ll have to get it out with a screwdriver. Onu bir tornavida ile çıkarmamız gerekecek. We can’t get it out without a screwdriver. Onu tornavidasız çıkaramayız. √ Taşıt araçlarıyla “ile” anlamında with değil by kullanılır by car, taxi, bus, train, plane, air vs. Bu kullanımda by ile taşıt aracı arasında başka kelime yoktur They arrived by taxi. Taksi ile geldiler. Ancak taşıt aracından önce başka bir kelime varsa, o zaman by yerine, küçük araçlarda in, büyük araçlarda on kullanılır I’ll take you to the station in the car. Seni arabayla istasyona götüreyim. by the car denmez √ İletişim araçlarıyla “ile” anlamında with değil by kullanılır by post, phone, fax, email vs We communicate by email. E-posta ile iletişim kuruyoruz/haberleşiyoruz. √ Kalıplaşmış bazı ifadelerde by kullanılır by mistake yanlışlıkla by chance şans eseri, tesadüfen by a stroke of luck … şansım yaver gitti de … √ Edilgen cümlelerde passive “tarafından, yüzünden” anlamında by kullanılır The abbey was founded by Henry II in 1170. Manastır 1170’de Henry II tarafından yapıldı. The building was destroyed by fire. Bina yangın yüzünden harap oldu. Nesneyle kullanıldığında with ile by kelimeleri cümlenin anlamını değiştirir He was killed by a heavy stone. Ağır bir taş yüzünden öldü. = Başına bir taş düştü, o da bu yüzden öldü He was killed with a heavy stone. Ağır bir taşla öldürüldü. = Birisi onu öldürmek için taş kullandı √ Özellikle bir sanatçıya ait eserlerden söz ederken by kullanılır. Türkçede bu durum “-nin, -nın” olarak söylenir a novel by Graham Greene Graham Greene’nin bir romanı mural paintings by Diego Rivera Diego Rivera’nın duvar resimleri √ Bir çocuğun kimden olduğunu anlatırken by kullanılır. Bu durumda Türkçede “-den, -dan” denir She had a child by each of her three husbands. Üç kocasının herbirinden bir çocuğu vardı.

bu yüzden ile ilgili cümleler